Fenerbahçe papatya falı gibi futbol oynuyor. Bir hafta iyi bir hafta kötü, sonraki hafta ise çok iyi. Mesela geçen hafta Gençlerbirliği maçına bakıyoruz, Fenerbahçe diye bir takım yok. Ama dün gece fevkalade iyi bir Fenerbahçe vardı. Bu fevkalade ifadesini tümüyle oynadıkları futbol için söylemiyoruz. Ama dün geceki mücadele, kavga, topu kapmak için verilen uğraş, istek ve hırs müthişti. Bırakın uzun haftaları Fenerbahçe'yi aylardır böylesine hırslı görmedik.
Hem de kime karşı? Türkiye'nin en iyi takımı ve en iyi futbolunu oynayan ekiplerinden birine karşı. Üstelik Fenerbahçe maça mağlup başladı. İlk yarıda iki hatalı gol yedi. İkisi de, Gökhan Gönül'ün tarafından ama aynı Gökhan yine ilk yarıda Uğur ve Semih'e attırdığı gollerle kendisini affettirdi. Hep söylüyoruz, bu takımın ele başısı Alex.
Pabucun pahalı olduğunu anladıklarında başta Alex olmak üzere hepsi aslan kesiliyor. Şimdi oyunculara sormak lazım: maç kaybedebilirsiniz ama dün geceki hırs ve istek niye bütün maçlarınızda yoktu? Emre'de olumlu değişiklikler var. Hem futbol olarak toparlıyor hem de dün gece inanılmaz bir centilmen ağabeyi oynadı. Yatıştırdı, barıştırdı. Lugano çıldırmış gibi. Zaten hep kalpten oynardı ama dün gece kalbi dışarıda gibiydi. Bu hırsın, bu isteğin, bu mücadele yüksekliğinin tek bir anlamı var. Fenerbahçe kazanamasıydı yarıştan kopacaktı. Ama şimdi tekrar lige döndüler ve camiada çıkması beklenen kaosu önlediler. Lig son haftalara yaklaştığımızda sanki yeniden başlayacak gibi. Tepe puan olarak sıkışıyor. Hadi hayırlısı olsun.

ALEX ATILMALIYDI
Hüseyin Göçek hem çok cesur hem de iyi niyetli. Ama bunlar doğru karar vermeye yetmiyor. İlk yarıda Fenerbahçe'nin vermediği bir penaltısı var. Sivassporlu Sylla kafaya çıkarken elle oynuyor. Maçın sonlarına doğru da Alex'in Sedat'a yaptığı bir faul var ki, en az sarı hatta kırmızı olmalı. Zaten Alex'in bir sarısı vardı ve oyundan atılmalıydı.