Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SEDA DİKER

Para ve saadet

Bir bayram ziyaretindeyiz. Evin beyefendisi artık 75 yaşında. Sümbül Efendi Camii'nin hemen arka kapısından çıkınca, ufak bir yürüyüşle evine vardık. Mütevazı ama huzurlu salondaki berjerde otururken, gözüm ev sahibinin evlilik resmine takıldı. Gözleri öyle masum ve çocuksu bir ifadeyle parlıyordu ki, içinden taşan sevgiyi adeta hissettiriyordu. 75 yaşında bile hâlâ aynı sevecenlikle bakıyordu. Eşi, ev yapımı baklavasını ve klasik şeker ve lokumlarını ikram etti. Hepsini de kendi elleriyle yapmıştı. Hani o çocukluğumuzda alışkın olduğumuz komşu teyzelerin evi gibiydi. Nostaljik ve samimi. Kolonya ikram edildi. Derken ev sahibi beyefendi anlatmaya başladı. "Kızım! Benim annem Sümbül Efendi Camii'nde gönüllü çalışmış zamanında. O yüzden benim bu mahalleyle bir gönül bağım vardı. Her geldiğimde ellerimi açar Allah'a dua ederdim, bana bu mahalleden bir ev nasip etsin diye. O zamanlar paramız yetmiyordu. Ama biliyor musun kızım, Allah temiz kalple ve inanarak istersen, her şeyi ama her şeyi veriyor. Ama muhakkak iyi niyetli olman lazım. Gönlünde kötü bir duygu varsa, bir türlü olmuyor. İşte o zaman Allah'tan soğumayacaksın. Gönlünü temizleyeceksin. Ben yine bu Ramazan boyunca her akşam namaza gittim camiye. Tamam, kötü insanlar çok... Bunu anlıyorsun ama hakiki iyiler de var. Onlar aralarda gizli. Sen kötüleri boş vereceksin," dedi. Hayretle eşime dönüp baktım. Aslında bu 75 yaşındaki beyefendi, asla kişisel gelişim kitaplarını okumadığı halde çekim yasasından bahsediyordu. Duygulandım. Gerçekten de evini öyle mucizeler ile almıştı ki bunun ya dua ya da çekim yasası ile alakalı olduğunu anlayabilirdiniz.

HER YOL SEVGİYE ÇIKAR
Bazen her duamızın kabul görmediğini fark ediyoruz. Sabretmeye çalışıyoruz. Oysa kalbimizi, bilinçaltımızdaki olumsuz duygu ve korkuları temizlemek daha önemli. O zaman müthiş bir hızla arzularınızın gerçekleştiğini görebilirsiniz. Üstelik bunu illa ki kişisel gelişim kitaplarıyla değil, duanın gücüyle de yapabilirsiniz. Dönüp bu sevgi dolu beyefendiye, söylediklerinden ne kadar etkilendiğimi anlattım. O ise mütevazı bir şekilde benim övgülerime fazla aldırış etmeden konuşmaya devam etti: "Bak kızım. Biz bazen mutluluğu nerede arayacağımızı bilmiyoruz. Tutturdular 'para, para, para' diye. Halbuki paranın alması gereken ne var? Onu temiz kalple Allah'tan istediğinde zaten veriyor. İşte bu eve yerleştik ve ben Sümbül Efendi Camii'ne de, manevi olarak rahmetli anneme de yakınım. Çok şükür evlatlarımı, torunlarımı büyüttüm. Asıl mutluluk nerede biliyor musun?" Bu sözleri eşimin gözlerine bakarak söyledi. Sonra kendi eşini göstererek, "Bak ben bu kadını 55 yıldır seviyorum. İşte gerçek mutluluk bunu sağlayabilmekte," dedi. Çok etkilenmiştim. İnsanın sevgiyi gönlüne yerleştirmesi için tek bir yol yoktu. Her yol oraya çıkıyordu. Sadece iki şey muhakkak olmalıydı. Derindeki korku ve kavgaları, öfke, çaresizlik, güvensizlik, acıma, kontrolcülük, hırs, hak yeme ihtiyacı gibi duyguları yenmek... Ve Allah'a tam teslim olmak. Biz ne yazık ki ne kadar dua edersek edelim, şekilci ibadetlerimizi ne kadar yaparsak yapalım, teslim olamıyoruz. Hatta bilinçaltı düzeyinde, yaradan ile öyle kavgalıyız ki... Kontrolcü olan her insan Allah ile kavgalıdır. Ama korkudan bunu düşünmek bile istemez. Cezalandırılma korkusuyla güvensizliğini bilinçaltına gömer. Ama bu yardımcı olmaz. Maalesef Allah'tan rol çalarak herkesi kontrol etmeye çalışır. Hak yer. Öfke ve hırslarına yenilir. Bir insanı sevmek, ömür boyu onunla mutlu olabilmek, mükemmeli aramakla olmaz. Mükemmel diye bir şey yoktur. Sadece karşındaki her insanın pozitif yönüne odaklanmak vardır.

ZENGİNLİK YOZLAŞTIRMIYOR
Bu güzel bayram ziyareti ile günümüzdeki yozlaşma daha da belirgin oluverdi. Aslında zengin olmak insanı yozlaştırmıyor. Fakirler arasında da ne kadar kötü niyetli ve bilinçaltı korku dolu insanlar var. Ve zenginler arasında da gönülden sevmeyi ve tam teslimiyeti öğrenmiş olanlar var. Ama biz onları görmüyoruz. Çünkü hakiki sevgi sessizdir. Mütevazıdır. Amaç para değil, sevgi olmalı yani. Çünkü sevgi, çekim yasasını harekete geçiriyor. İsteklerinizi size zaten veriyor. Ve işkolikler... Lütfen kimin için ve ne için çalıştığınızı unutmayın. Para saadet getirmiyor. Ama saadet, para enerjisini harekete geçiriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA