Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Anne olmaya çalışan kadının zorlu sınavı

Her kadın anne olmak zorunda mı? Uzun yıllardır çok tartışılan bu sorunun cevabı, toplumdan topluma kişiden kişiye değişir. Ancak geleneksel aile yapısında kadının yeri hep annelik kimliğiyle vurgulanmıştır. Çocuk sahibi olan kadınlara bir kutsiyet yüklenmiştir. Bu, belki biraz kültürle alakalı ama yine de doğurganlık özelliği sahip bir canlının anne olmak istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Bu hafta vizyonda yer alan Başkalarının Çocukları adlı film, seyirciyi ne olmak isteyen şehirli bekâr bir kadının hayatına ortak ediyor.




DOKUNAKLI BİR HİKAYE
Fransız yönetmen Rebecca Zlotowski, prömiyerini Venedik Film Festivali'nde yapan beşinci filmi Başkalarının Çocukları geçtiğimiz aylarda düzenlenen 42. İstanbul Film Festivali'nde gösterilen film dokunaklı hikâyesiyle tam not almıştı. Çocukken trafik kazasında annesini kaybeden bir lise öğretmeni olan Rachel'in (Virginie Efira) anne olma yolunda her geçen gün vakti azalmaktadır. Biyolojik yaş stresine giren Rachel, Ali'ye (Roschdy Zem) aşık olur.
Ali'nin de Leila adında 4 yaşında bir kızı vardır. Rachel bu durumu problem etmez aksine Ali'nin kızıyla yakın ilişki kurar. Hatta kıza daha da bağlanır ve onu kendi çocuğu gibi sever. Hayatını ona göre planlar. Leila'nın gerçek annesiyle de tanışır.

ANNELİK HAYALİ KURARKEN...
Ancak işler de burada karışır. Çünkü Ali ile araları bozulunca Ali'den değil kızı Leila'dan ayrılmak zor gelir Rachel'e. Kendisini fazlalık gibi hisseder. Kendi çocuğuna sahip olma fikriyle yanıp tutuşurken kardeşinin de hamile kalıp çocuk sahibi olması Rachel'i çok etkiler. Anne olma hayali kurarken hep başkalarının çocuklarıyla ilgilenmek zorunda kalan biri olması ona ağır gelir.
Yönetmen Zlotowski'nin de kendi hayatından izler taşıyan filmle özellikle anne olmak isteyen sinemaseverleri daha derinden etkileyebilir. Fransız aşk filmi sevenlerin de ilgi duyacağını ekleyeyim.



DEV KÖPEKBALIĞI KORKU SALMAYA DEVAM EDİYOR
Köpekbalığı filmi dendiğinde aklımıza ilk olarak Jaws gelir. Steven Spielberg'in 1975 yapımı film sebebiyle bir nesil denizden uzak büyüdü. Tansiyon müziğiyle birlikte büyük etki yaratan filmin devamları çekildi ve kendisinden sonra gelen bu tarzdaki filmlere örnek oldu. Bir Jaws değil ama The Meg adlı film de 2018'de gösterime girdiğinde bir başka köpekbalığıyla tanıştırdı seyirciyi. Jason Statham'ın başrolünde yer aldığı film tarih öncesinden kalma 23 metrelik dev bir köpekbalığının yarattığı korkuyu anlatıyordu.



O dönem gişede 530 milyon dolarlık hasılat elde eden filmin devamı çekildi. Meg 2: Çukur adlı film aksiyon çıtasını çok daha yükseğe çıkarıyor. Başrolünde yine Jason Statham ve Jing Wu'nun yer aldığı film, devasa Meg'lere ve amansız çevre yağmacılarına karşı mücadele eden bir araştırma ekibinin hikâyesini konu alıyor. Yönetmen koltuğunda Ben Wheatley'in oturduğu film aksiyon sevenleri mutlu edecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA