Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Bulutlar eşliğinde bir yol hikayesi

'Issız Adam' Cemal Hünal ile başarılı oyuncu Ruhi Sarı'yı bir araya getiren 'Bulutların Üstünde' adlı film sinemaseverlerle buluştu. Deniz Çınar'ın yazıp yönettiği filmi hafta arasında oyuncuların da katıldığı bir gösterimde izleme imkânı buldum. Gösterim öncesinde bir araya geldiğimiz Sarı ve Hünal'dan filmle ilgili bilgi aldım. Çekimleri Uşak'ta gerçekleşen filmde kendilerini en çok sıcak altında uzun yürüyüşlerin yorduğunu söyleyen ikili, izleyenlerin farklı duygularla ayrılacağı bir filme imza attıklarını belirtti. Sarı'nın 'insanı iç dünyasına yolculuk yaptıran şiir gibi bir film' diye tanımladığı 'Bulutların Üstünde' ye bu duygularla büyük bir merakla girdim. İki oyuncuyu dördüncü kez buluşturan filmde, ikilinin uyumu filmin başından sonuna kadar hissediliyordu.



Haber peşinde koşarken arabasının bozulmasıyla yolda kalan Gökhan (Cemal Hünal) adlı bir muhabirin durumdan kurtulma çabasıyla başlayan film, Gökhan'ın, adının sonradan Barış olduğunu öğrendiğimiz, gizemli bir adamla karşılaşmasıyla yol hikâyesine dönüşüyor. Elinde fotoğraf makinası sırtında kamp malzemeleriyle gezen gizemli adam Barış'a Ruhi Sarı hayat veriyor. Mağdur durumda olan Gökhan'a yardım etmeyen Barış, daha ilk tanışmada antipatik biri izlenimi veriyor. Gökhan da kendisine yardım etmeyen bu adamı hem sorularıyla bezdiriyor hem de peşine düşüyor. Gökhan'ın bitmek bilmeyen sorularından Barış'ın önceden ünlü bir oyuncu olduğunu, şöhretten bunaldığını, 8 yıl önce geçirdikleri trafik kazasında kardeşinin felç kalmasından kendisini sorumlu tuttuğu için, mesleğini bıraktığını, rahatlamak için de köy kasaba gezip bulutların fotoğrafını çektiğini öğreniyoruz. 'Bulutlarda kendimi görüyorum' diyen Barış'ın Gökhan'a verdiği cevaplar kişisel gelişim kitaplarından öğrendiğimiz mesajlarla benzerlik gösteriyor.



İÇSEL YOLCULUK
Bu noktada Barış'ın, Gökhan özelinde yaptığı 'Mutsuzluğundan beslenen kafes papağanısın. Her gün aynı şeyleri yapan, sadece işini yapan kölesin.' şeklindeki tespiti bana da çok uzak gelmedi. 'Geçmişi yanında taşırken özgürleşemezsin. Özgürleşmek istiyorsan dürüst olacaksın.', 'Başkalarının senin hakkında ne düşündüklerini önemseme' gibi mesajlarla bir nevi Gökhan'ın kendini bulma yolculuğuna seyirciyi ortak eden filmin ne yazık ki tempo sorunu var. Başından sonuna aynı ivmede giden film, belli bir noktadan sonra sıkıyor. Ancak hiç beklenmeyen sürprizli finalle seyirciyi şaşırtmayı başarıyor. Ayrıca çekimlerin Uşak'taki kanyonlarda yapıldığını söylemeseler, filmin Uşak'ta geçtiğini anlamak güç. Bu açıdan büyük fırsat kaçırılmış. Uşak'ta çekildiğinin altı çizilebilir daha belirleyici sahnelerle öne çıkarılabilirmiş.



ZAİM FİLMLERİ GÖSTERİLİYOR

Son dönemde Tavuri belgesiyle adından bahsettiren, çektiği filmlerle yurt içi ve yurt dışında sayısız ödül alan Derviş Zaim'in unutulmaz filmleri yeniden sinemaseverlerle buluşuyor. Zaim'in 2008'de çektiği Nokta, 2011'de çektiği Gölgeler ve Suretler ile 2020 yapımı Flaşbellek adlı filmleri Başka Sinema tarafından düzenlenen retrospektif günleri kapsamında dün itibariyle gösterilmeye başladı. İstanbul, Ankara ve İzmir'de eş zamanlı olarak gerçekleşen gösterimler 14 Eylül'e kadar sürecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA