Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Sivil denetim yapan vicdan yazılımı şart!

VW skandalı bize yalan söyleyen sensörlü otomobillerin havayı daha çok kirleteceğini gösterdi. Peki daha fazla kâr hırsı sebebiyle yalan söyleyen uçak, lamba, kombi, pil ve daha pek çok cihaz hayatımıza girecek mi? Bunu önlemek için sivil denetim yapan vicdan yazılımı şart!

Halkın otomobili diye üretilen Volkswagen sensörlerdeki hileyle halka yalan söylüyorsa, nesnelerin interneti için sivil denetim yapan bir vicdan yazılımı şart değil mi? Aşırı kar hırsıyla hareket eden şirketlerin milyarlarca nesneyi yanıltmasını elimiz kolumuz bağlı bekleyemeyiz. İnternet of Things yani Nesnelerin İnterneti adlı konferansta gazeteci bir arkadaşımla otomotiv dünyasındaki Volkswagen skandalını konuşuyorduk. Tüm nesnelerin internete bağlandığı bir dönemde makinelerin birbirini kandıracağı bir yazılım geliştirmenin akla gelmeyecek bir şey olmadığını gördük. Yani sensörlerle ölçüm yaparken manipüle eden yazılım geliştirmek insanın aklına gelen bir çözüm. "Nesnelerin interneti olur da vicdanı niye olmasın?" diye sordum kendi kendime. Aslında soruyu sorarken gördüm ki, eğer sensörleri kandırmak bu kadar kolaysa, makinelerin vicdanı diyebileceğimiz denetim mekanizmalarını kuramaz mıyız? Nesnelerin interneti dediğimiz kavramın sadece kar ve verimlilik açısından değerlendirilmesi çok sağlıklı değil. Sivil insanların vicdanını temsil edecek bir denetim mekanizması oluşturulamaz mı? Yani kestirmeden söylersek nesnelerin vicdanı haline gelecek sivil denetim yazılımı geliştirilemez mi? Yoksa sadece bir şarkının "Bana yalan söylediler" diyen kısmını dinlemeye devam mı edeceğiz?

VİCDAN GÖMÜLÜ YAZILIM

90'lı yılların başında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde öğrenciyken ev arkadaşım Elektronik Fakültesi'nde yüksek lisans tezini yapay sinir ağları (neural networks) üzerine yapıyordu. O dönemde kodlarla yapay bir vicdan yaratmaya çalıştığından söz ediyordu. O dönemde öğrenen makineler ve big data (büyük veri) gibi kavramlar bir kenara internetin emekleme dönemiydi. Şimdi yazılımla mucizeler yaratmak hiç zor değil. Yani algoritmalarla sadece kar ve verimlilik odaklı değil yapay bir vicdan oluşturmak için de kullanılabilir. Sadece sivil denetim için çalışan basit sensörlerin üzerinde bile yapılan manipülasyonlar konusunda uyarı mekanizmaları geliştirmek zor olmasa gerek. Yapay sinir ağları konuşmayı yazıya dönüştürmek için de kullanılıyor. Dünyanın en zor algoritması insanın bir şeyi hangi niyetle söylediğini tespit etmek için kullanılır büyük ihtimal. Makinelerde, sensörlerde ve herhangi bir nesnenin risk yaratıp yaratmadığını, tespit etmek ilerleyen zamanda pek de zor olmayacak.

UÇAK KAZALARINI TETİKLEYEBİLİR

Bugün emisyon değerleri için yapılan manipülasyon yarın güvenlik konusunda yapılırsa bunun yaratacağı sonuçlar inanılmaz boyutlara oluşabilir. Gömülü yazılım (embedded) dediğimiz nesnelerin konuşma dilini doğru çözemezsek yalan söyleyeni bulmak güçleşir. Örneğin uçaklarda kullanılan bir sensör manipüle edildiğinde sonuçlar daha vahim olabilir. İşte toplamda ortaya çıkan sonuç korkunç kazaların oluşmasına zemin hazırlayabilir. Durumun kriminal bir vaka olmasının temelinde mühendislerin böyle bir olaya imza atmış olması yatıyor. İşte sırf bu yüzden olayın dalga dalga etkileri olacağı kesin. Yani olay organize ve onlarca kişinin bundan haberi var. Asıl durumu kaotik yapan mühendislerin kendileri için aşılmaz bariyer gördükleri bir değeri hile yaparak geçmeye çalışması. Yarın aşırı kâr baskısının mühendislere nasıl karar aldıracağını düşünemeyiz. İşte bu yüzden sürekli ve her an denetlenebilen sivil vicdan yazılımı şart. Bu konuda en büyük sorumluluk ise meslek örgütlerine düşüyor.

HER ÜLKENİN STRATEJİSİ VAR
Nesnelerin interneti konferansında yemekte konuşan Cisco Türkiye Genel Müdürü Cenk Kıvılcım, Türkiye'de, şehirlerin, sektörlerin ve şirketlerin dijitalleşmesi ve dönüşmesi gerektiğini söyledi. Kıvılcım, "Bizim her şeyin interneti adını verdiğimiz internetin gelecek neslinin temeli olan nesnelerin interneti ile yeni dijital çağa doğru yol alıyoruz. Önümüzdeki 10 yılda bu pazar dünya çapındaki işletmeler ve hükümetler için 19 trilyon dolarlık fırsat sunuyor. Türkiye'de ise her şeyin internetinin özel sektörde yaklaşık 170 milyar dolar; kamu sektöründe ise yaklaşık 23 milyar dolar değer yaratmasını bekliyoruz" dedi.

TİYATRODA GÜLDÜĞÜN KADAR ÖDE
Çin'in nesnelerin interneti konusunda ilk sırada olduğunu söyleyen Intel Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın kritik örnekler veriyor: "Çin'in dünya birincisi olmasının sebebi devletin nesnelerin internetini ülke stratejisinin bir parçası olarak görmesi. Üretim ve lojistiğin kritik öneme sahip olması da bir başka nokta. Sadece üretimde değil, sanat için de ilginç örnekler vermek mümkün. Geçenlerde Twitter'da paylaşmıştım. Bir tiyatro topluluğu kara bir mizahla komedinin altını çizmek için güldüğün kadar öde diyerek koltukların arkasına kamera yerleştirmiş. Sınırsız gülenden de 24 euro almış. Bu basit espri bile tiyatro gelirinin yüzde 30 artmasına sebep olmuş."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA