ŞU 'reenkarnasyon' denilen şey, açık ve net bir biçimde kanıtlanmış vaziyettedir. TRT'deki 'cin' programlarına falan lüzum yok, doğaüstü güç arayanlar, baksın İbrahim Tatlıses'e! Efendim, malumunuz Derya Tuna Hanımefendi, İbrahim Tatlıses Beyefendi'nin 'İdo' isimli oğlunun annesidir. Kendisi, İstanbul'un bir semtinde Tatlıses kebapçısı açmış. Lakin İbrahim Tatlıses Bey'in, kafasına kurşun isabet ettikten sonra evlendiği Ayşegül Yıldız Hanımefendi, ticari işlerin başındaymış ve söz konusu kebapçıya veresiye mal vermiyormuş... Konu medyaya yansıdıktan sonra, Ayşegül Yıldız Hanımefendi, avukatı aracılığıyla bir 'basın bildirisi' kaleme alarak, ticari faaliyetlerinin gereklerini yerine getirdiğini duyurmuş.
Bu esnada, Derya Tuna Hanımefendi, İbrahim Tatlıses Beyefendi'nin kızı Melek Zübeyde'nin annesi Perihan Savaş Hanımefendi'nin kendisine düşmanlık beslediğini, bu işlerin arkasında onun olduğunu, kendisinin hep hedef tahtasında bulunduğunu, bir kısım 'haber kaynakları' vasıtasıyla 'sızdırmış'. Muhteşem Yüzyıl isimli diziye falan lüzum yok aslında. Dayayın kamerayı Tatlıses'in etrafına, kaydedin 'harem savaşları'nı, bakın ne biçim 'reyting' alacaksınız. İbrahim Bey'e boşuna 'İmparator' lakabı takılmamış. Adeta Muhteşem Süleyman reenkarnasyona uğramış, İbrahim Tatlıses'te vücut bulmuştur. Tamam, ortada miras olarak Macaristan yerine kebapçı, lahmacuncu falan var, ama topladınız mı o da bir yekun tutuyor. Ve tabii 'dürüm'leri hangi hanım yönetecek, onun kavgası veriliyor.
DERYA-ASENA-AYŞEGÜL İLERİ ÜÇLÜSÜ
Bakınız, basit bir meseleden söz etmiyoruz.
Pargalı İbrahim Paşa bile, alenen dört hanım alınabilen devirde işleri saman altından yürütürken, Urfalı İbrahim Bey'in medeni kanuna rağmen, samanlığı su bastırması gibi bir hadiseyi konuşuyoruz. Zamanında Adalet Hanım'la evlenip üç çocuk sahibi olan Tatlıses, 1979'da Perihan Savaş'a gönlünü kaptırır. 'Resmi eş' Adalet Hanım boşanmayı tercih etmiştir. Tatlıses, 1983'te Derya Tuna Hanımefendi ile irtibat geliştirir. Perihan Hanım bu işe çok bozulur ve selefi gibi kenara çekilir.
O esnada İdo doğar. Lakin sonra araya, önce Asena, sonra Ayşegül Yıldız girer. Asena o yıllarda Ayşegül Yıldız'ın dairesini basar ve ağzını burnunu dağıtır. "Ayşegül'ü bir güzel dövdüm!" diye de ilan eder.
Akabinde sayın Tatlıses'e, "Ya Ayşegül ya ben!" diyen Asena, "Ben hiçbirinizden vazgeçemiyorum, birlikte yaşayacaksınız," cevabını alır ve Metin-Ali-Feyyaz gibi Derya-Asena-Ayşegül 'ileri üçlüsü' tesis edilir.
İlk jübileyi Derya Tuna yapmak istese de, 2002'de transparan elbisesiyle çıktığı sahneden, Günay restoranın önünde bacağından vurularak ayrılmak durumunda kalır. Asena ise bir yıl sonra, "Bu ilişkiyi bitiriyorum," diye açıklama yapar ve o da bacağından vurulur...
Son vaziyette, Derya Hanım şehzadesini İbrahim Bey'in tek mirasçısı tayin etmeye çalışmaktadır.
Perihan Hanım, Derya Hanım'a karşı her türlü ittifakı kurmaktadır; çünkü kızı Melek Zübeyde, İdo'nun yanında hep ikinci planda kalmıştır. Ayşegül Hanım, Derya Hanım'a karşı 'zinde kuvvet'tir ve gerek Perihan Hanım'ın, gerekse Asena'nın hayallerini gerçekleştirmektedir... Dayansın kameralar İbrahim Tatlıses Bey'in etrafına, millet muhteşem imparatorluk neymiş, seyretsin!
