Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

Yel değirmenleriyle savaşın galibi...

Bir grup hep buradan nemalanıyordu. Hatırlayın, "Ne olacak, Merkez Bankası faizi indirse de gerçekte faiz inmiyor?", "Sanayicinin faizi düşmüyor", "Devlet yüksek faizle borçlanmayla soyuluyor" filan diyorlardı.
Sesleri şimdi niye cılızlaştı? Hatta pek duyulmuyor...
Ben anlatayım...
Malum, Merkez Bankası 1 yıldır yel değirmenlerine karşı bir savaş veriyor. Politika faizini yüzde 19'dan 12'ye çekti çekmesine de bir dizi makro ihtiyati tedbiri de beraberinde devreye soktu. Amaç, bir strateji doğrultusunda, kredilerde TL payının artması, reel sektörün döviz yükümlülüklerinin azaltılması, sürdürülebilir finansman maliyetinin oluşması, dolarizasyonun önlenmesi, kredilerin ihracat ve yatırım yapan şirketlere gitmesi yani amacı dışında kullanılmamasıydı. Hatta Hazine ihalelerine giren bankalara bile alınan tedbirlerle tabir yerindeyse ayar verilmişti.
Eee, sonuç ne oldu?
Sonucu dün Hazine'nin ihalesinde gördük. 5 yıllık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ihalesinde faiz 10.46'ya indi. 2021'de bu oran 18.17'ydi. Anlayacağınız, 8-9 puanlık düşüş var.
Haa, Hazine ihalelerine kamu bankalarının dışında özel bankaların da girmesine ön ayak olan kararlar alınmasaydı ne olurdu?
Hazine ihalelerinde bugün yine yüzde 25 faizi konuşuyor olurduk.
10 yıllık DİBS'in faizine bakın. Orada da durum farklı değil... Geçen yıl faiz yüzde 17.68'di, bu yıl 12.01. 2 yıllık DİBS'te geçen yıl yüzde 18.10 olan faiz yüzde 15.52. Hepsinde aşağı yönlü...
Yani Merkez'in makro ihtiyati tedbirleri Hazine'nin faizini de aşağı çekmiş durumda... Yani devleti soyulmaktan kurtarıyor...
Peki bu süreçte TL ticari kredi faizi ne olmuş dersiniz?
Yüzde 20.81'den yüzde 18.64'e kadar gerilemiş. Yani Merkez Bankası'nın politika faizi ile kredi faizlerini yakınlaştırma hamleleri işe yaramış...
Velhasıl, hem TL kredilerde hem Hazine ihalelerinde faizler düşmeye başlamış durumda...
Gelelim ikide bir iş dünyasının tedbirler nedeniyle kredilerin kısıldığına dair eleştirilerine... Valla ocak-eylül arasına bakın, durum öyle denildiği gibi değil... Ocakta 57, şubatta 135, martta 211, nisanda 187, mayısta 171, haziranda 188, temmuzda 84, ağustosta 161, eylülde 163 milyarlık kredi verilmiş. Üstelik, ağırlık KOBİ'lerde...
Anlayacağız, oradan da tutacak dal kalmamış durumda...
Demem o ki, Merkez Bankası'nın amacı hasıl olmaya başladı. Bundan sonraki adımlara bakalım...

***

TÜSİAD DESE ANLARIM BAŞKAN!

Bence MÜSİAD'ın kafası son günlerde biraz karışmış!
Başkan Mahmut Asmalı birkaç zaman önceye kadar yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı yeni modeli destekleyip, ekonomi yönetiminin aldığı makro ihtiyati tedbirleri alkışlamıyor muydu? Merkez Bankası'nın ekonomik büyümeyi destekleyici adımlarını doğru bulduğunu ifade etmiyor muydu?
Anlamadım ne değişti de dün çıkıp "Artık faiz konuşmaktan yorulduk" filan demeye başladı. Bir de Merkez Bankası'nın faizi indirmesine rağmen bunun krediye yansımadığını söylemiş...
Rakamları yukarıda verdim. O yüzden tekrar etmeyeceğim. Ama merak ediyorum doğrusu, MÜSİAD'ı TÜSİAD'vari açıklamalara iten etken ne?
Malum, laflar aynı... Yani gözünüzü kapatıp açıklamaları dinleseniz TÜSİAD'ın söylediğini sanırsınız. Hadi bu alınan makro ihtiyati tedbirlerden, bankalardan parayı ucuza alıp dövize cukkalayan büyükbaşlar rahatsız da, üyelerinin büyük bölümü KOBİ olan MÜSİAD'a ne oluyor?
Zira, rakamlar ortada...
TL krediler 2022 eylül ayında 163 milyar TL... Geçen yıl aynı dönemde 34 milyar TL... Bunun 81 milyarı büyük firmalara verilmiş... 82 milyarı KOBİ'lere... Yani MÜSİAD'ın üye profili gibi olan KOBİ'lere...
Eee, o halde başkan kimin adına konuşuyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA