Ilıca, Erzurum'un doğusunda "14 bin nüfuslu" bir ilçe. Erzurum'a 15 kilometre. "Dört yerden" sıcak, şifalı su çıkıyor. "Termal Turizm Merkezi" ilan edilmiş. Ilıca'nın içinden "Pulur Çayı" akar. Bu çay, Ilıca'ya 5 kilometre uzaklıktaki "Pulur Köyü"nden gelir. Pulur köyü, "yazar Hasan Pulur'un köyüdür."
Köyün adını değiştirmişler, şimdi "Ömertepe Köyü" olmuş... Ama halk hala "Pulur Köyü" diyor.
Pulur olsun, Ilıca olsun "son 68 yılın en yoğun kar yağışını" almış.
21-22 Şubat'ta Ilıca'da kar kalınlığı 1-1.5 metreye, kırsalda 3 metreye çıkmış. Tam bir felaket. Kaymakam Mustafa Erkayıran "o iki günü" anlatırken hala "heyecanlanıyor."
4 Mart günü "hava biraz ısınmış." Karlar erimiş, Pulur Çayı "kabarmaya" başlamış. Ve "taşmış."
4-5-6 Mart tarihlerinde Ilıca'da "sokaklar, dere olmuş."
İlk gün "130 evi" su basmış.
Sokaklardaki su seviyesi iki metreye yükselince de "516 aile" sular altında kalmış.
12 Mart'ta, Başbakan "geçmiş olsun"a gelmiş. "Toplu konut müjdesi" vermiş.
Selin acısını atlatamadan, deprem nedeniyle açıkta kalan aile sayısı "600."
Atlıkonak, Alaca, Ağören, Başçakmak, Tebrizcik, Paşayurdu, Çiğdemli, Söğütlü, Demirgeçit, Kahramanlar, Kuşçu, Kayapa köyleri "ağır ve orta hasarlı."
Devlet, hayırsever vatandaşlar, sivil toplum örgütleri yaraları sarmaya çalışıyor.
Ama yara "hala kanıyor."
Ateş "düştüğü yeri yakıyor."
Gittik bir yılda, "kar, sel, deprem" yaşayan, üç afetle birden boğuşan "talihsiz Ilıca'yı" ziyaret ettik. Köylerini gezdik.
Ey "Evyap Pazarlama."
Ey "Ankara-Tıp'tan Prof. Yaşar Nuri Şahin."
Ey "Akçay Kundura."
Ey "İpragaz."
Ey "kar... Sel... Deprem" haberini duyunca "kundura, sabun, yorgan, gömlek, bez" gönderen hayırseverler.
"Yardımlarınızı" yerinde gördük. Allah hepinizden razı olsun. Ilıca'da saçı sakalına karışmış "amcalara, dedelere, ninelere" sorduk:
- Bir isteğiniz, Ankara'ya mesajınız var mı? Dediler ki: - Allah devletimize zeval vermesin... Emme ve lakin, Ankara bizi unutmasın.
Ilıca "Ankara'ya 880, İstanbul'a 1200 kilometre" mesafede. Ilıca "gözden uzak."
Ama "Gönüllerden de uzak olmasın." Ilıcalıların, Ilıca köylülerinin hala "bir paket çaya, bir kilo şekere, bir çift çoraba, çamaşıra" ihtiyacı var.
