Profesör Mustafa Öz "yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın fırsat eşitliği" diye söze başladı:
- Bunlar olmasaydı ben, ben olamazdım.
Ve başladı "çocukluk anılarını anlatmaya."
***
Babası Mehmet Efendi'nin
"arı kovanları" varmış ama...
Çocukları
"bir parmak bile bal yiyemezmiş."
Bir tabak bal
"savcıya."
Bir tabak
"başçavuşa."
"Artan" da satılacak, çocuklar okutulacak.
"4 numara" Mustafa, Başçavuş'a gidecek tabaktan
"bir-iki parmak bal" yalayacak olmuş.
Gerisini
"o" anlatsın:
- Babamdan öyle bir dayak yedim ki... Hiç sorma.