Bir varmış, bir yokmuş... Söylence bu ya...
Kralın, dünyalar güzeli bir kızı varmış.
Kız bir gün hastalanmış.
Vücudunda yaralar çıkmış.
Kız, insan içine çıkamaz olmuş.
Ve Kral onu uzaklara... Yemyeşil bir yere yollamış. Orada çiçekler... Kuşlar... Sıcak su akan dereler varmış.
Kız her gün kedilerle, köpeklerle oynarmış.
***
Kızın oynadığı köpeklerden birinin ayağı kırılmış. Köpek gitmiş, kırık ayağını derenin kenarındaki çamura batırmış... Ertesi gün yine... Yine...
Ve köpeğin ayağı iyileşivermiş.
Bunun üzerine kız, derenin çamurunu vücuduna sürmüş... Yaralarından eser kalmamış.
***
İşte
"Sandıklı-Hüdai Kaplıcaları'nın... Çamur banyolarının" hikâyesi.
İster inanın isten inanmayın.
Ama 2 bin yıldır bu kaplıcalar... Bu çamurlar
"şifa dağıtıyor."