İhsan Sabri Çağlayangil'den dinlemiştik.
Eski Bursa Senatörü... Eski Cumhuriyet Senatosu Başkanı... Eski Cumhurbaşkanı Vekili.
"Hikâyemiz" l960 ihtilali öncesinin "gergin sürecine" dair.
Günlerden pazar... CHP'nin Bursa İl Kongresi var... Kongreye CHP Genel Başkanı İsmet İnönü de katılıyor.
Kongrenin yapıldığı sinema salonu tıklım tıklım... Kalabalık sokağa taşıyor.
Hikâyemizin "kahramanı" Çağlayangil de Bursa Valisi.
Vali Bey evinde... Telefonu çalıyor.
Arayan İçişleri Bakanı Namık Gedik:
- Vali Bey, neredesiniz?.. Bursa'da neler oluyor?
- Evdeyim efendim... Bursa sakin... Huzur içinde.

Çağlayangil... Dönemin güçlü valisi... Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın, Başbakan Adnan Menderes'in sevdiği bir isim.
Kafasının tası atıyor:
- Sayın Bakanım... Bursa'ya geçen hafta futbolcu Lefter gelmişti... Lefter'i görmek için İsmet Paşa'nın kalabalığının 2 katı toplanmıştı... Dağıtmadım... Bugün varsın İnönü için de kalabalık toplansın... Koskoca muhalefet lideri... Ne çıkar?.. Dağıtıp ortamı germeye ne gerek var?
Namık Gedik küplere biniyor.
"Hikâyenin" gerisi... Çağlayangil'in anlatımıyla:
Bakan çok kızmıştı... Belli ki beni görevden alacaktı.
Çaresiz beklemeye başladım... 2-3 saat sonra telefon çaldı.
Arayan Başbakan'dı... Herhâlde Namık Gedik de yanındaydı... Ve sabahki konuşmamızı anlatmıştı.
Adnan Bey "Karaoğlan nasılsın, Bursa nasıl" dedi... Ben de Bakan'la aramızda geçen konuşmayı, İnönü'nün kalabalığını dağıtmanın yanlış olacağını anlattım.
Başbakan "Karaoğlan doğrusunu yapıyorsun" dedi... Gönlümü aldı... Telefonu kapattı.
Sonra Namık Gedik bu konuyu hiç sorun yapmadı... Benim izlediğim yolu anlayışla karşıladı... CHP'nin toplantısı olaysız sonuçlandı... Mesele kapandı.
Önceki gün sohbet ederken bu "hikâyeyi" İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e anlattık.
Denk düştü... Tam zamanıydı.
Sohbet, Bakan Bey'in "Çağlayangil en doğru olanı yapmış" sözleriyle noktalandı.