Anavatan Partisi "gerilemeye" başlayıp, meydanları doldurmakta "sıkıntıya" girince...
Parti yönetimi bir "formül"buldu:
Halk kimi sever?..
Meydanda kimi görmek, dinlemek ister?.. Mahsun Kırmızıgül'ü.
Öyleyse kürsüye Mesut Yılmaz'dan önce o çıksın...
Şarkı söylesin... Millet dinlemeye gelsin...
Sonra... Mesut Yılmaz kürsüye gelip konuşsun.
Fikir harika... Uygulama başarılı... Meydanlar doldu.
Ama... Mahsun, konserini bitirip kürsüden inince... Kalabalık dağılıvermez mi?
Demokrasilerde çare tükenmez.
ANAP "yeni bir formül" buldu... Önce Mesut Yılmaz konuştu... Kalabalık "Mahsun'un konseri var" diye bekledi.
Netice... Mahsun'un "süksesi" arttı fakat... Mahsun'un kalabalığının ANAP'a oy olarak bir "getirisi" olmadı.