Şairin dediği misal... "Biletleri aldık gişeden, yolculuk başladı Ankara Hızlı Tren Garından."
Tren tıklım tıklım.
Boş koltuk yok.
"Tren hatırası, bayram hatırası" bir fotoğraf çektik.
Cemil Çiçek, Ali Coşkun, Necati Çetinkaya, Faruk Nafız Özak, Vahit Erdem, Hasan Basri Aktan, Mahmut Yiğit.
İstikamet Konya.
Hızlı trenle seyahat... Ne kadar da konforlu ve rahat.

***

Okul Otobüsü Gibi

Konya'da trenden indik...
Kısa bir mola.
Konyalıları dinledik.
Herkes "Maçı" konuşuyor, maç gününü bekliyor.
Milli maç... Türkiye-Fransa... 8 Haziran'da... Bu Cumartesi.
Maç Konya'da oynanacak.
Stadyum 42 bin kişilik.
Biletlerin tamamı satılmış... Maç günü oteller tamamen dolu.

***

Brifing

Konya molası bitti... Otobüse geçtik... Ailece... Çoluk çocuk.
Ver elini Antalya.
Yol... 300 kilometre.
Cemil Çiçek'in önerisiyle, yolda brifing.
Birinci brifing Vahit Erdem'den... Savunma Sanayii'nin ilk müsteşarı... Konu "Savunma sistemleri... S-400'ler meselesi."
İkinci brifing Hasan Basri Aktan'dan... Eski Maliye Bakanı... Eski Maliye Müsteşarı.
Konu... "Bütçe... Maliye... Para politikaları."
Üçüncü brifing Ali Coşkun'dan... Eski TOBB Başkanı... Eski Ticaret Bakanı.
Konu "Ekonomi... İş dünyası."

***

Bayram Nöbeti

Yolculuk boyunca üç kez durdurulduk... Polis... Jandarma... Güvenlik.
Cemil Çiçek dedi ki:
-Görevini yapan memura bayılırım.
Bayramı "Görev başında" geçiren polise, jandarmaya "Mutlu bayramlar."
Ve... Yola devam.

***

Antalya... Çok Dilli

Antalya'dayız... Turizmin başkentinde.
Otelimizin (Falez Otel) önünde Rahim Özkaymak bizleri bekliyor.
Çevre... Ana baba günü.
On kişi varsa, sekizi yabancı... Çoğu Rus.
Zaten yol boyunca gördüğümüz tabelalar da çok dilliydi...
Türkçe, Rusça, Almanca, İngilizce.

***

İhtiyaç

Yolun bu bölümü... Özellikle de Manavgat-Serik-Antalya hattı "Dur, kalk... Kırmızı ışık, yeşil ışık."
İhtiyaç... Alt geçit, üst geçit.
Bu yolda trafik daha hızlı akmalı.

***

İstanbul Soruları

Yüksek Hızlı Trende... Konya'da... Yolda, ihtiyaç molası için durduğumuz akaryakıt istasyonunda, yanımıza gelen gelene... Soran sorana:
-Sizce İstanbul seçimi ne olacak?
Sorulara, soruyla karşılık verdik:
-Sizce ne olacak?
Herkes siyaset uzmanı olmuş.
Ve yine herkes İstanbul uzmanı.
Antalya'da... Otobüsten inince... Sahilde yürüyüşe çıktık.
Tanıyanlar... Yolumuzu kestiler:
-İstanbul seçimi ne olacak?
Bayram sohbetlerinin konusu belli oldu... "İstanbul seçimi."

***

Bayram Şekeri

Cep telefonumuza bir "Hayırlı bayramlar" mesajı düşüyor... "Fotoğraflı."
Mesaj, "Sınır ötesinde... Afrin'de" görev yapan bir kahramandan...
Jandarma Binbaşı Sedat Yaralı'dan.
Suriyeli çocuk, elinde bayrak, komutanın yanına geliyor.
Sedat Binbaşı "Yavrucağa" bayram şekeri veriyor.
Sağlıklı, mutlu, huzurlu, aydınlık nice bayramlara...

***

Haşhaş

Konya-Seydişehir arası... Bölünmüş yol... Rahat yolculuk.
Çevre yemyeşil.
Yer yer "İzinli, kontrollü" haşhaş tarlaları... Mor... Beyaz.
Seydişehir'i geçtik... Biraz daha gittik... Ve bölünmüş yol bitti.

***

Toroslar

Artık Toroslar'dayız... "Sahile... Mersin- Antalya yoluna" inene kadar bu yoldayız.
Dağlar... Tepeler... Ormanlar... Kayalıklar... Virajlar... Akseki'ye doğru ilerliyoruz.
Hava birden serinliyor.
Toroslar'a henüz yaz gelmemiş... "İlkbahar."
Bölgenin ihtiyacı... "Bölünmüş yol."

***

Coğrafya

Toroslar bitince... Otobüsümüz sahile doğru inince "Coğrafya" değişiyor.
Bitki örtüsü farklı... "Zakkumlar."
Yeşilin tonu farklı... "Açık yeşil."
Ve... Ana yoldayız.
Mersin-Anamur- Alanya'dan gelip, Manavgat'a, Antalya'ya giden yolda.
Trafik... Bayram trafiği.