Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Uy aman aman, burası Adıyaman

ADIYAMAN

Asrın depremi... Hatay'dan sonra en çok can kaybının olduğu şehir... "Acıyaman" desek yeridir... 8 bin 600 can, kara toprağın altında.
Her ölüm zamansızdır... Her ölüm acı... Ama öyle ölümler var ki, hem daha zamansız hem de daha acı.
Mezarlık Caddesi... Cadde sonunda yeni mezarlık.
6 Şubat 2023 depreminin yıldönümü.



Mezarlığa giden yol... İnsan seli.
Mezarlık... Bir başka sel... Gözyaşı seli.
Binlerce insan... Her yaşta... Kadın, erkek... Çocuk... Nine, dede... Dualar... Ağıtlar... Birbirine karışıyor.
Adıyamanlı... Depremde kaybettiklerine ağlıyor.

***


Ömer Tekin

Tekel İdaresi'nden emekli olmuş... Tek arzusu, kutsal topraklara gitmekmiş... Geçen şubatta gitmiş... Umreye.
Ve... Acı haberi Mekke'de almış.
Kızı... Oğlu... 2 gelini... 9 torunu... Enkaz altında... Sizlere ömür.
Aileden hayatta kalanlar mezarlıkta... 13 mezarın başında.



Dualar ediyorlar... Kuran-ı Kerim okuyorlar... Ağlıyorlar.
Ömer Tekin ise ayakta... Etrafa boş boş bakıyor... Kimseyi görmüyor... Sessiz... Heykel gibi.
- Başın sağ olsun... Allah sabır versin... Bir ihtiyacın var mı?
- Allah razı olsun... Allah, devletime, milletime zeval vermesin... Devletimiz yaramızı sarmak için her şeyi yapıyor... Ama... Kolay değil... Çektiğimi Allah bilir... Yüreğim yanıyor.

***


Gel de ağlama

Burak Alkuş... Adıyaman Ses Gazetesi'nden... 34 yaşında iken... Deprem alıp götürmüş.
Yanında... Oğlunun mezarı... Mehmet Ziya Alkuş... 6 yaşında.
Onun yanında... Mehmet Ziya'nın annesi... Burak'ın eşi... Melek Alkuş... 27 yaşında.
Koyun koyuna uyuyorlar.
Getirdiğimiz karanfilleri üzerlerine bırakıyoruz.
Bir Adıyamanlı kolumuzdan tutuyor... Adının Osman olduğunu öğreniyoruz:



- Ben Melek'in
babasıyım... Geldiğiniz için... Kızımın, torunumun, damadımın mezarına çiçek bıraktığınız için... Topraklarına su serptiğiniz için teşekkür ederim.
Kucaklaşıyoruz.
Hâlini hatırını, bir ihtiyacı olup olmadığını soruyoruz.
"Sağ olun, var olun" diyor:
- Devletimiz arıyor... Soruyor... Yaramızı sarıyor... Valimiz... Devlet büyüklerimiz bizi hiç yalnız bırakmıyorlar... Ama...
Susuyor... Derin sessizlik.
- Ama... Söyle, çekinme... Ama...
- Ama... Unutamıyorum... Zor geliyor... İçim parçalanıyor... Yavrum... Meleğim... İkinci torunuma hamileydi.
Yanaklardan süzülen yaşlar... Bir tuhaf oluyoruz... Başımız dönüyor.

***


Meslektaşlarımız

Depremde... 32 gazeteci enkaz altında can verdi.
En çok kayıp... Adıyaman'da... 14 gazeteci:
Hidayet Özdemir, Burak Alkuş, İskender Korkut, Kemal Öner, Muhammed Akan, Ruhi Akan, Yunus Emre Doğan, Zübeyir Pektaş, Fatih Bayın, İsmail Hakkı Koçak, Yaşar Hamurcu, Mehmet Ünsal, Aynur Göksu, Barış Can Tabakçı.
Ölen gazetecilerin yakınları... Depremin olduğu 04.17'den itibaren mezarlığa gelmişler... Biz saat 15.00 sularında gittik... Hâlâ oradaydılar.
Küresel Gazeteciler Konseyi üyeleri... Genel Başkan Mehmet Ali Dim... Adıyaman'dalar.
Adıyaman'ın deprem şehidi gazetecilerinin mezarlarını ziyaret ediyorlar... Çiçek bırakıyorlar... Fatiha'lar okuyorlar.
Türkiye'nin her yerinden gazeteciler...
Edirne'den Lütfi Karakaş... Samsun'dan Yusuf Ziya Çakır... Osmaniye'den İsrafil Avcı... Ağrı'dan Nihat Aydın... Çorum'dan Hacı Odabaş... Diyarbakır'dan Mehmet Çakan... Şanlıurfa'dan Celal Çiftçi... İstanbul'dan Serhat Yıldırım... Balıkesir'den Ümit Babacan...
Meslektaşlarının mezarının başındaydılar.

***


Sena

Genç bir kız... Bir mezarın başında... Sessiz.
Bir ara hıçkırıklara boğuluyor... Sonra dualar... Ardından yine sessizlik.



Yanına yaklaşıyoruz... Konuşuyoruz.
Adı... Sena.
Mezarda yatan ise... "Abimdi... İbrahim Abimdi... 6 Şubat 2023'te... Bizi bıraktı gitti... Onu o kadar çok özlüyorum ki."

***


Meryem... Baba kucağında

Osman Almış... Eli, 36 yaşında hayatını kaybeden oğlu Mehmet Ali Almış'ın mezar taşının üzerinde.
Doğum tarihi: 01.01.1986.
Ölüm tarihi... Asrın depremi: 06.02.2023.



Aynı mezarda... Bir de çocuk yatıyor:
Osman'ın torunu... Mehmet Ali'nin kızı... Meryem... 7 yaşında.
Mezar taşında ay yıldızlı bayrak.
Osman dedenin dudaklarında... Fatiha'lar... Devlete ve millete dualar.
Sırtını sıvazlıyoruz... Elimizden başka bir şey gelmiyor.
Osman Almış... "Allah, bir daha böyle acı göstermesin" diyor... Ve ekliyor:
- Ayakta duruyorsak büyük ve yardımsever devletimizin sayesinde... Allah, devletime zeval vermesin.

***


Yan yana... Koyun koyuna

Aynı aileden 4 kişi... Alev Küçük... Elifsu Küçük... Ecrinnaz Küçük... Osman Murat Küçük.
Az ileride bir başka mezar... Aynı aileden 12 kişi... Mezarın başında kadınlar... Belki 10-15 kadın... Dualar.



Yürüyoruz... Yine aynı aileden 4 kişi... Mustafa Karadağ... Yavuz İlker Karadağ... Oğuz Berat Karadağ... Asiye Aysel Karadağ.
Mezarın başında kimseyi görmeyince... Onlara Fatiha'lar gönderme görevi bizde.

***


Ana baba günü

Mezarlık öyle kalabalık ki... Depremin yıldönümünde yakınlarının mezarını ziyaret eden o kadar çok ki... Yürüyebilmek çok zor.
Ve... Sık sık durduruluyoruz.
Kimi... Sevabına... Lokum dağıtıyor... Almazsanız incinecek.
Kiminin elinde bir kutu şeker.



Börek, çörek dağıtan da var... Bisküvi, gofret dağıtan da.
Az ileride yine durduruluyoruz... Çorba ikramı.
Mezarlığa gelmek bir sorun... Trafik... Aracımızı 2 kilometre ileride bıraktık.
Mezarlıkta yürümek... Bir başka sorun... Bağdat Caddesi'nden 5-10 kat kalabalık.
Unutmadan... Psikolojik destek ekipleri de mezarlıktaydı... İyi düşünülmüş... İhtiyaç var.

***


Annem annem

Mezar taşının altına eşarp dolanmış... Eşarbın kenarında bir kırmızı karanfil.
Siyah taşın üzerinde... Anneye özlem:



"Ana başta taç imiş,
Her derde ilaç imiş
Bir evlat pir olsa da,
Anaya muhtaç imiş
Ruhun şad olsun
Canım annemiz."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA