Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Dostum Piriştina

Bu yazı, gazetecilik mesleğini sürdürürken yazdığım en zor yazıdır. Bir dostumun, bir ağabeyimin, yazgımın sürekli kesiştiği bir can kardeşimin, ölümünün ardından yazıyorum. Sevgili Ahmet Piriştina'nın ardından. Bir dostu olarak; onurlu, yürekli, dönüştürücü, cesaretli, aydınlık bir yaşama tanıklık yapmanın sorumluluğunu taşıyarak yazmaya çalıştım bu satırları. Şair Cemal Süreya, bir insanın ustaca portresini çizerken; o insanın yüreğinin şemsiyesinin altında taşıdıklarından söz ederdi. Piriştina da yürek şemsiyesinin altında; iyiliklerle donatılmış bir zeka, inanılmaz bir sezgi yeteneği, yüreklilik, dönüştürme gücü, liderlik yapabilmenin pırıltılı özelliklerini taşırdı. Tüm zorlukları aşarak iş yaşamında elde ettiği başarıların ardından, genç yaşta paylaştığı ve günümüze kadar korumaya çalıştığı evrensel sol değerler; Piriştina'yı 30 yaşından sonra kamusal alanda görev yapmaya teşvik etti.
Bu alana ilk kez, şimdilerde bir özel sektör kuruluşuna ait olan TANSAŞ Genel Müdürlüğü ile adım attı. 2 yıl sürdürdüğü TANSAŞ Genel Müdürlüğü sırasında büyük başarılar elde etti. Ardından kamuda çalışmaya ara verdi. Ama boş durmadı, İzmir'in ve Türkiye'nin önde gelen 100 işadamını birleştirerek, elde ettiği önemli ticari başarı sonucu İngilizler'e satılan Kipa'nın kuruluşuna öncülük etti.
Ardından politika geldi. Çünkü Piriştina, kelimenin tam anlamıyla, bir eylem adamıydı. Önce İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği, ardından milletvekilliği. Yakın dostları da, kendisi gibi renkli ve ilginçti. Türkiye'nin en zorlu yıllarında, Behice Boran'ı da evinde konuk etme onurunu taşıyan Priştina'nın yazgısı, Aziz Nesin'in ölümüne de tanıklık yapmasına yol açtı. Çeşme'de sıcak bir yaz akşamının ardından, Piriştina'nın evindeki bir yemek sonrasında yitirdi hayatını Aziz Nesin. Türkiye'nin değerli hocalarından fikir adamı Sadun Aren de, Piriştina'nın yakın dostları arasındaydı. Piriştina'nın özel dostları arasında Metin Akpınar, Erdal Şafak, Arif Keskiner, Meral Okay ve bu yazıyı yazarken ekrana sığmayacak onlarca değerli yürek vardı.
Ahmet Piriştina, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı sırasında da; o dönüştürücü, icracı özelliğini gösterdi. Değerliler ile önemlilerin, birbirine karıştığı günümüz Türkiyesi'nde, bu güzel adam, değerliler kulvarında emin adımlar ile yürürken; İzmir'i gerçekten de de- ğiştirdi. Anlatımı bu yazıya sığmayacak önemli değişimlere imza attı.
Piriştina, sırtında binlerce yıllık gizemli bir tarihi taşıyan, ama son yıllarda kimlik sıkıntısı yaşayan İzmir'i yeniden örnek bir şehir haline getirdi. Ahmet Piriştina, İzmir'in efsanevi başkanı Behçet Uz'dan ve İzmir'e bugüne kadar katkı sağlayan tüm başkanlardan sonra, adını şehrin her köşesine kazıdı. Her insan, kendi hayatının şiirini yazar. Piriştina, hayatının şiirini; şehircilikte büyük bir başarıya imza atarak yazdı.
Bu kelimelere ekranda dokunurken, içim nasıl acıyor, içimden nasıl da bir şeyler buharlaşıyor, anlatamam... Erken bir dost ölümü, "boşlukta yitme duygusu" yaşatıyor insana...
Yaşasaydı, çok daha büyük işler yapacaktı... İzmir için, Türkiye için. Güzel adam Piriştina, bu ülke için büyük bir kayıp.
Hani şairin dediği gibi: "-Her ölüm erken ölümdür." ve "Biliyorum Tanrım bu da oldu işte..."
Piriştina gerçekten de, çok erken öldü... Sonuçta bu hayat hepimiz için, "kısa ama değerli bir yolculuk".
Piriştina, bu yolculuğun hakkını verdi. Hayatının anlamını, yaptığı değerli işlerle yarattı. Onurlu, aydınlık hayatı ve yaptıklarıyla; Türkiye'ye sol değerlerle yetişmiş bir işadamının da başarılı olacağını gösterdi. Sevgili Mine'nin, kızı Zeynep'in, oğlu Levent'in, bütün dostlarının, tüm yakınlarının, İzmirliler'in başı sağolsun...
Başımız sağolsun...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA