Bir grup değerli dostla birlikte, "İzmir Kent Kültürü Dergisi" ve "İzmir Kent Kitaplığı" serüvenini başlattığımızda, yıl 1999'du. Türkiye'nin de ilklerinden olan, bu önemli, değeri sonraki yıllarda çok daha iyi anlaşılan girişim, İzmir'de toprağın altında uyumaya yüz tutmuş çok sayıda İzmir çalışmasının gün yüzüne çıkmasını kışkırttı. İzmir'de 'kentlilik bilinci'ni yaygınlaştırdı; İzmir "kendi tarihine hiçbir dönem duymadığı kadar" kendisini yakın hissetti.
Devamında, İzmir'in tüm kurumları da benzeri çabaları paylaştılar. Kent Kitaplığı serüveninin açtığı ciddi yoldan yürüdüler. Sorumluluğu paylaşan çalışmalar ürettiler. Sonuçta kent için, bu alanda bugünlere de ulaşan ve hala sürdürülen, ciddi evrensel bir birikim oluştu.
O yıllarda, İzmir'in birçok semtini de kapsayan araştırmalar açığa çıktı.

SESSİZ SEDASIZ, ETKİLİ
İzmir'in sevimli, güzel, nadide ilçesi 'Güzelbahçe'nin ise tarihine ilişkin yayınlanan ya da yayınlanmak için hazırlanmış bir çalışma hiç yoktu. Belki de Güzelbahçe, İzmir'in en ucunda kaldığı için, arşivler sadece kendi yalnızlıklarını çoğaltıyorlardı.
İşte bu yalnızlığı, bugünlerde yayınlanan yeni bir kitap giderdi.
Kitabı kaleme alan, İzmir araştırmacısı, usta yazar İlhan Pınar.
Kitap, "Kilizman'dan Kızılbahçe'ye Tarih İçinde" üst başlığıyla "Güzelbahçe" adını taşıyor.
İlhan Pınar, mütevazı duruşuyla, İzmir'de sessiz sedasız, önemli İzmir kitaplarının altına imza atmış bir yazar. "Güzelbahçe" İlhan Pınar'ın 19. kitabı. Pınar'ın yıllar önce, Kent Kitaplığı bünyesinde de, çok değerli kitaplarını yayınlamıştık.
Pınar, sonraki yıllarda da, inatla, saygı duyulacak çalışkanlıkla, kentin geçmişine ışık tutmaya devam etti. Çok sayıda değerli çalışma üretti. Sonunda kendi kitaplarını daha verimli yayınlayabilmek adına, "Kilizman Yayınevi"ni kurdu. Burada kendi kitaplarıyla birlikte, İzmir kitaplarını yayınlayacak. Kilizman Yayınevi'nin ilk kitabı ise "Güzelbahçe" oldu.

BİR İLÇENİN SEYRÜSEFER DEFTERİ
Güzelbahçe, İzmirliler'in çok sevdiği bir ilçedir.
İlhan Pınar da, 1990'lı yılların başında yerleşti Güzelbahçe'ye.
İyi ki yerleşmiş ve iyi ki Güzelbahçe'de bugünlere dek yaşamış. Çünkü aksi olsaydı, belki de böyle bir kitap yazılmayacaktı. Yazar İlhan Pınar'ın, yaşadığı, kendi deyimiyle 'yurt edindiği' yerle ilgili, geliştirdiği 'aidiyet' duygusu, yıllardır arşivinde biriktirdiği yazılı bilgilerin ve görselliğin eşliğinde, güzel bir Güzelbahçe kitabına dönüşmüş.
İlhan Pınar'ın önsözünde vurguladığı gibi, Güzelbahçe çok uzun bir tarihi olmasına rağmen, İzmir'in yazılı geçmişi olmayan, özel bir ilçesiydi.
Şimdi ise yirmi yıllık arşivin ürünü bu kitap, yine İlhan Pınar'ın değindiği gibi ilçenin son 600 yılını ele alan ilk ve tek çalışma oldu.
Kitap bir ilçenin "seyrüsefer defteri" gibi. Kilizman'dan Kızılbahçe'ye, Kızılbahçe'den Güzelbahçe'ye uzanış öyküsü ilginç. Kitabın en güzel tarafı; günümüze kadar ulaşırken, Güzelbahçe'ye son yıllarda emek veren, değerli insanların adlarını bir kez daha anması.
Kitabın grafik tasarımını ve uygulamalarını, İzmir Kent Kitaplığı'nın tüm süreçlerine emek veren, değerli İzmirli tasarımcı Servet Kuru, her zaman olduğu gibi başarıyla gerçekleştirmiş.
Kent Kitaplığı birikimi, görsel olarak da, kitaba yansımış. İzmirliler'in ve öncellikle de Güzelbahçeliler'in, kütüphanesinde mutlaka olması gereken bir kitap.
Çünkü İlhan Pınar'ın dediği gibi:
"Yaşadıkları şehrin tarihini bilmeyenler, o şehri sadece tüketeceklerdir."
Değerli İlhan Pınar'ı yürekten kutluyorum.