Beşiktaş futbolun anavatanı İngiltere'de Stoke City'ye adeta top nasıl kontrol edilir ve futbol nasıl oynanırın seçkin örneklerini sunarken, İngilizler de top yapmadan, oyun kurmadan nasıl gol atılır ve maç kazanılırın dersini verdi.
Siyah-beyazlı takım özellikle 70 dakika topu kontrol eden, oyunu istediği gibi çeviren taraftı. Fernandes özellikle ilk 45 dakika sahada tek kelimeyle muhteşem oynadı. Ona Quaresma'nın futbolu da eklenince Stoke City seyircisi, takımlarının ne kadar sıradan ne kadar düz standartlarda bir ekip olduğuyla yüzleşmek durumunda kaldı... Taç atışlarında ayağa kalkan, korner atışlarında çıldırırcasına uğultu koparan seyirciyi bu yapı mutlu edebilir o ayrı konu... Futbolu uzun top, taç ve duran top üzerine kurmuş bir takımda Tuncay Şanlı'nın niye forma şansı bulamadığı tarafımızdan daha anlaşılır hale geldi.
İstatistikler oyunun mutlak hakiminin Beşiktaş olduğunu gösteriyor. Bu seviyedeki bir takımın 3-4 dakika top görmeden sahada kalıyor olmasını sindirmesi bile ayrı tartışma konusu olabilir.

KARTAL'IN EKSİKLERİ
Futbolun adaleti yoksa bu maçta yoktu. Maçın hakkı 90 dakika itibariyle Beşiktaş'ındı. Karambolden ilk golü bulan ev sahibinin ikinci goldeki penaltısı da çok ucuzdu. Fransız hakem Sivok'un çekilmesini görmezden gelip pozisyonda Crouch'un planlı düşüşünde penaltıya hükmetmesi ev sahibine yapılmış açık bir jestti.
Beşiktaş 70'ten sonra topu kontrol edemedi. Rüştü ve defans oyuncuları topu çıkarırken acele etmelerinin de bunda payı oldu. Portekizli hocanın Edu sahada dökülürken Holosko'yu geç ve yanlış adamın yerine aldı. Tercihler sonuca etki edecek kalitede değildi. Sahanın en kötüsü Edu ve Simao'ya bu derece nasıl katlanabildi anlamış değilim.
İyi futbol keyif veriyor, gurur duymamıza neden oluyor ancak maalesef bu nokta karın doyurmuyor. Genel olarak futbolcuları alkışlıyorum. İngilizlerin oynamadan nasıl kazanacağıyla ilgili dersin Türk futbolu tarafından iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünüyorum.