Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Sarkozy'nin son haftaları

Fransa ile Türkiye'nin ilişkilerini kalıcı biçimde zedeleyen soykırımı inkâr yasası, ciddi sayıda milletvekili ve senatör tarafından anayasa mahkemesine götürülerek şimdilik askıya alınabildi. Fransa'da anayasa mahkemesi, en az altmış milletvekili ya da senatörün imzasını taşıyan itirazları gündemine alıp, bir ay içinde karara bağlamakla yükümlü.
Fransa'da anayasa mahkemesine başvurmak hiç kolay değil. Beşinci Cumhuriyet anayasası hazırlanırken, De Gaulle anayasa mahkemesinin, hukukun siyasete alet edileceği bir kurum olmasını engellemek için başvuru olanaklarını iyice daraltmış. Bugün itibariyle, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis ve Senato Başkanları dışında, anayasa mahkemesine sadece altmış milletvekili ya da altmış senatörün imzasıyla başvurulabiliyor.
Senato'da kabul edilen soykırımı inkâr yasasının hemen ertesinde, yetmiş yedi senatör ve altmış beş milletvekilinin imzası toplanarak her iki meclisten de anayasa mahkemesine başvuru yapıldı. Bu girişim, hem her iki meclisi kapsaması, hem de imza verenlerin aşırı sağ hariç tüm siyasi partileri temsil eden bir yapıya sahip olması açısından büyük önem taşıyor. Fransa siyaseti, Türkiye'ye önemli bir barış ve işbirliği mesajı yollamak istiyor, aynı zamanda yavaş yavaş Sarkozy dönemi sonrasını hazırlıyor.

Sarkozy neler yapabilir?
Bu girişimlerin mimarı Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ne yapıyor? Önce kendi partisinin milletvekillerini toplayıp, anayasa mahkemesine giden yolda verdikleri imzaların "işini kolaylaştırmadığını" söyledi. Aynı anda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yolladığı bir mektupla, Türkiye ile iyice gerilen ilişkileri yumuşatmaya çalıştı. Anayasa mahkemesinin iptal etmesi fevkalade muhtemel olan soykırımı inkâr yasası yerine, başka bir yasa tasarısı ortaya atma hazırlıkları içinde olduğunu da basına sızdırdı.
Fransa'daki seçim tahminlerinde dört aday iyice öne çıkmış gibi görünüyor. Sosyalist Parti adayı François Hollande, ilk turda oyların en az yüzde otuzunu alacak gibi görünüyor. Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin, ilk turda en fazla yüzde yirmi beşler düzeyinde oy alabileceği bekleniyor. Merkez aday François Bayrou ile aşırı sağ aday Marine Le Pen de, yüzde on beş civarında duruyorlar. Marine Le Pen bazı anketlerde yüzde yirmilere yükseliyor. Le Pen, Fransa'nın derhal Euro'dan çıkmasını, içine dönmesini, yabancıların uzaklaştırılmasını savunan bir programa sahip... İkinci tura kalan Le Pen haricinde hangi aday olursa olsun, Sarkozy'nin seçimi kaybedeceği kesin gibi duruyor.
Sarkozy, anayasa mahkemesinin bir ay içinde vereceği kararın, menfi olsa bile parlamentonun tatile girmesinden çok kısa süre önce çıkacağını, dolayısı ile zaman darlığı nedeniyle çıkaramadığı yasa yüzünden Ermeni kökenli seçmenlerin tepkisini almayacağını da hesaplıyor olabilir. Bütün hesaplar aşırı sağ oyları kendisine çekmek üzerine yapılıyor ve bu çok tehlikeli.
Avrupa ülkelerinde muhafazakâr sağ, giderek daha aşırı sağ görüşleri benimsemeye başladı. ABD'de benzer bir gelişme var. Dünya giderek "özgürlükçü, dış dünyaya açık" görüşlerle "içe kapanmayı, 'yabancıyı' reddetmeyi" hedef alan görüşler arasında bir çatışmaya doğru gidiyor. Türkiye'de de durum farklı değil. Artık temel ayrım, "sağ ve sol" arasında değil, dünya ile bütünleşmeye çalışanlarla, dünyadan uzaklaşıp içine dönmeyi ve eski ezberleriyle yaşamayı düşünenler arasında oluşuyor, giderek de derinleşiyor.




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA