Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

50 Cent'e muhtaç mıyız?

Cumartesi gecesi erken saatte tercihimi 50 Cent'ten değil, tasavvuf müziğinden yana kullandım. Acun Ilıcalı'yı bir kez daha kutluyorum. Var mısın Yok musun sayesinde pek çok gencin hayalini gerçekleştiriyor, onların erişilmez sandıkları "müzik ilahlarına" dokunmalarını sağlıyor. Dahası, kimsenin kolay kolay başaramayacağı bir Türkiye tanıtımına imza atıyor. Ama dedim ya, ekran başında kirlenen ruhumu arıtmak ve damıtmak üzere 50 Cent'in sert ritimleri yerine, Bakırköy Musiki Konservatuarı Vakfı'nın Klasik Türk Müziği Konseri ve Sema Töreni'ni tercih ettim. Kültür Üniversitesi'nin kocaman konser salonu kötü hava koşullarına rağmen hıncahınç dolmuştu. Şef ve solist Faruk Salgar'ın büyük bir başarıyla seslendirdiği muhteşem Klasik Türk Sanat Müziği eserleri her notasında damla damla ruhlarımızı serinletti. En küçük detayına kadar aslına uygun icra edilen sema gösterisi sırasında semazenlerin uçuşan tennureleri, günlük hayhuydan bunalan yüreklerimizde yelpaze etkisi yarattı. Hep derim ya, "Sema gösterileri, içerik ve anlamına uygun ortamında ve uygun zamanında icra edilirse bir değer ifade eder. Semazenler sıradan dans grubu değildir" diye... Keşke bunu anlamakta güçlük çekenler, sünnet düğünlerinde sözde semazenleri döndürenler, o gece o salonda olabilselerdi. Daha fazla izahata gerek kalmazdı. Gençlik yıllarımı geçirdiğim Bakırköy'ün, sanattan tasavvufa uzanan kültür yelpazesini hala kendine doğru sallıyor oluşundan mutlu oldum. Devletten bir kuruş yardım almadan, sadece kursiyerlerin 50 liralık ders ücretleriyle yılda 17- 18 konser verebilen bu muhteşem topluluğu ve başta vakfın yönetim kurulu başkanı Hikmet Özkahraman olmak üzere tüm yöneticilerini gönülden tebrik ediyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA