ÖYLE Bir Geçer Zaman ki'de herkesin tam zamanında imdadına yetişen, kaotik ilişkiler trafiğini bir maestro edasıyla yöneten, tabancayı da, gitarı da aynı ustalıkla kullanıp Antonio Banderas'a nal toplatan Süleyman karakterine, Süpermen'e atıfla 'Süleymen' adını taktığımı bu köşenin müdavimleri biliyor. Süleymen bu hafta da yüzümü kara çıkarmadı. Öyle bir problemi halletti ki, ağzım bir karış açık kaldı.
Bilindiği gibi, boşanmış kadının yeniden evlenmesi için aradan bir yıl geçmesi zorunlu. Kanunlar, olası bir gebeliği dikkate alarak bunu öngörmüşler.
Gelin görün ki Aylin, Murat'tan boşandıktan üç gün sonra Soner'le nikah masasına oturabildi.
Soner bu mucizeyi, "Süleyman olmasaydı, mümkün olmazdı" sözleriyle açıkladı.
Vay, vay, vay...
Şu Süleymen'e bakar mısınız? Ne yaptı da işi haletti ki?
Kanun hükmünde kararname mi hazırladı? Medeni Kanun'u değiştirmek için ülkeyi referanduma mı götürdü?
Bu millet 70'li yıllarda yanlış Süleyman'ın peşine takılmış...
Bizimki başbakan olsaymış, şu anda Türkiye; ABD'ye de, Rusya'ya da, Çin'e de diz çöktüren bir süper güç olurmuş!