Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Eğer futbol bir aşk ise

Allah uzun ömür verirse ve 80'li yaşlarımı görürsem, en büyük dileğim o yıllarda 'Halit Kıvanç gibi' olmak... Onun kadar hayata bağlı, onun kadar işine sevdalı, onun kadar enerjik ve onun kadar sempatik...
Vallahi bunları onun yüzüne de söyledim. Nerede mi? NTV Spor kanalında dört yıldır yaptığı Futbol Bir Aşk programında... Bugün saat 13.00'te yayınlanacak. Yazarınızın futbol geçmişini bilmeyenler için şaşırtıcı bir deneyim olabilir. Hele fotoğraf albümümden Halit Ağabey'in hatırı için çıkardığım 'çok özel' fotoğraflar var ki... Şu kadarını söyleyeyim, ilk mayolu fotoğrafım bu programda yayınlanacak... Sansürden geçmişse tabii...

TERS KÖŞE YAPTIM
Programın konukları, bugüne kadar futbol aşklarından söz etmişlerdi. Ben topu ters köşeye vurdum. Aşkı, futbola benzettim.
Öyle değil mi gerçekten?
Yani aşk da biraz futbol gibi değil mi? Aşkta başlama vuruşunu kimin yaptığının önemi yoktur mesela... Önemli olan 90 dakikanın yani ömrün son saniyesine kadar onun uğruna mücadele etmektir. Tıpkı futbolda olduğu gibi...
Aşkta da sık sık ver-kaç yapmak gerekir. Yanlış anlaşılmasın, vur-kaç değil, ver-kaç... Yani duygusal alış-veriş...
Ama duvar pasından özenle kaçınılmalıdır. İki kişiden birinin 'duvar' olmaması gerekir ki, sorunlar çabucak çözümlenebilsin.
Futboldaki gibi aşkta da zaman zaman ofsayda düşmek kaçınılmazdır. Önemli olan, ofsaydı alışkanlık haline getirmemektir. Unutulmamalı ki, futbolda 'son adam' ne kadar önemliyse, aşkta da 'son adım' o kadar önemlidir.

KÜME VE GÜME
Aşkta da barajlar iyi kurulmalıdır ki, 'serbest atışlar' gol olmasın. Özellikle erkekler ceza alanı üzerinde her fırsatta serbest atış kazanmaya çalışırlar... Malum, erkeği 'serbest' bırakmaya pek gelmez...
Ne 'skor' olsun, ne de 'spor' olsun diye aşk yaşanmaz. Unutmayın ki, üst üste iki sarı kartın cezası, aşk liginde de bir sonraki maça çıkamamaktır. Bu nedenle 'gereksiz yere kart görmemek' gerekir!
Futbolda şikenin karşılığı ya 'küme' düşmektir ya da puan silinmesidir. Aşk liginde şikenin, yani ihanetin karşılığı ise daha ağırdır. Ya 'güme' gidersiniz, ya güzel anılarınız silinir!..
Peki, sadece okur mektuplarının yayınlandığı bu cumartesi sayfasında ben niye tutup da Halit Ağabey'e bu kadar uzun bir mektup yazdım? Bugün onun 86'ncı doğumgünü de ondan...
İyi ki doğmuşsun be Halit Ağabey.
Ve iyi ki ben de seni tanıyabileceğim bir çağda gelmişim dünyaya...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA