Turkcell'in yeni reklamını izleyip de burnunun direği sızlamayan, gözüne buğu inmeyen kaç kişi vardır acaba?
Reklam, gerçek bir öyküden esinlenilerek hazırlanmış. Yaşlı bir çift otomobilleriyle şehirlerarası yolda ilerliyor. Kadının cep telefonu çalıyor, arayan kızı... Baba, "Açma sakın, benim öyle bir kızım yok" deyip ekliyor: "O adamla evlenirken bana mı sordu?"
Telefon çalmaya devam ediyor, açmıyorlar. Sonra bir görüntülü mesaj geliyor. Telefonun ekranında yıllardır görmedikleri kızları, kucağında yeni doğmuş bebek ve yanlarında istenmeyen damat... Kız diyor ki; "Bir çocuğumuz oldu, adını siz koyun istedik..."
Çözülüyor baba... Annenin de gözlerine mutluluk yaşları doluyor. Çiçeği burnunda dede, hemen direksiyonu çevirip U dönüşü yaparken, sevinçle konuşuyor: "Görelim bakalım şu keratayı..."
Dış ses, hayatımızı değiştiren telefonların öneminden bahsediyor. Öyle ya, bir telefon bazen bir hayatı '180 derece' değiştirebiliyor.
Bir görüntülü mesaj, yılların kireç tutmuş inatlarını bir saniyede çözebiliyor.