İstanbul'un en büyük stadının (Atatürk Olimpiyat Stadı) zemini tarla... Balıkesir'de pilot kamera koyacak 30 metrelik yükselti yok. Galatasaray maçını neredeyse yedek kulübesi seviyesinden izliyoruz.
Ligin adı Süper ama tribünler sapır sapır...
Sanki oynanan futbol şahaneymiş, ligimiz yıldız doluymuş, bilet fiyatları uygun olduğu için millet stat önlerinde kuyruk oluyormuş gibi bir de Passolig diye kerameti kendinden menkul bir uygulama başlatıp milleti iyice futboldan soğuttular.
Sahayı bilmem ama gördüğüm kadarıyla tribünlerde in cin top oynuyor!
Hani Türk futbolunun marka değeri? Hatırlıyorum da 'marka değerini' gözetmek için spor programlarından bazı yorumcular bile gönderilmişti.
Şimdi bakıyorum da Fenerbahçe forma reklamı bulamıyor, Galatasaray'ın sezonluk forma kirası, koca sektör için leblebi çekirdek parası sayılan 2.5 milyon dolar...
Adını hayatımda ilk kez duyduğum bir inşaat firması, koca Süper(!) Lig takımına ismini vermiş! Yayıncı kuruluş, decoder satmak için kampanya üstüne kampanya yapıyor.
Yakında her decoder alana şirketten hisse bile verebilirler.
Maç özeti verenler dışında, reyting listesinde ilk 100'e giren spor programı yok...
Şikeyi halı altına süpürürsen, süper emekliliğini yaşamak için Türkiye'yi seçen, kullanım tarihi geçmiş futbolcu eskilerine milyonlar verirsen, tribün terörünü önlemenin tek yolunun 'tribünleri boşaltmak' olduğunu sanırsan, bilet fiyatını kulüp başkanının 'keyfine' bırakırsan, statların zeminini de ışığını da yayıncı kuruluştan gelecek paraya terk edersen, spor programı diye ekrana sürdüğün rezilliklerde en çok bağıranın, en çok argo kullananın en fazla izlendiğine inanırsan, maç yayınlarında ekranı reklama boğarsan, kulüp yöneticisi olarak her önemli maç öncesinde sinir harbi başlatıp futbolun 'oyun' olduğunu unutturursan; olacağı budur...
Şimdi alın bu markayı başınıza çalın. Artık bu 'marka'yı çaycıya bile verseniz, karşılığında bir bardak demli çay getirmez...