Artık ıssız adaya düşersem yanıma ne alacağımı kesinlikle biliyorum: İmaj maker!
Çünkü Survivor All Star her ne kadar güç, dayanıklılık, zeka ve yetenek yarışması gibi görünse de aslında belirleyici olan imajdır. Zira ne denli başarılı ya da başarısız olursanız olun, sonunda kararı 'seyircinin algısı' belirliyor. Yani aslında adadaki birinci kural; tribünlere oynamak!
Enerjinizi yarışmalara ya da ayak oyunlarına değil de 'imaj oluşturmaya' harcarsanız, final 'kaçınılmaz' oluyor.
Örneğin; Turabi 'maçoların' gözdesi, Hasan ise 'huzur ve barışı' özleyenlerin...
Hilmicem her ne kadar bu yıl Turabi'ye yaklaşarak imajını tehlikeye düşürse de yine 'sevimli, haşarı çocuk' görüntüsüyle bir 'sempati' sembolü.
Merve, 'atletik hırsın' ete kemiğe bürünmüş hali... Hakan, her türlü mağduriyete direnen 'acıların adamı' zırhına bürünmüş bir taktisyen. Doğukan, genlerindeki Barış Manço etkisiyle 'yüzde 100 sahicilik' imajını öne çıkarmış görünüyor ama 'Serenay satışı' ona epey prestij kaybettirdi. İçlerinde bir tek Begüm'e bir 'imaj elbisesi' biçemiyorum. Belki de onun silahı, bu 'görünmezlik pelerini'dir, kim bilir...
Peki bu imaj okyanusunda Kıbrıs'a kadar kulaç atmayı kim başarır?
Adaya gitmeyi haftalar öncesinde garantileyen Turabi dışında benim tahminim; Hasan, Merve ve Hakan'dır.
NOT: Bu yazı, cuma sabahında yazılıyor. Size ulaşana kadar köprünün altından hangi sular akar, onu bilemem...