Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Böyle filtre düşman başına

Türkiye iki gündür yılbaşı gecesi Star'da yayınlanan İbo Show'u konuşuyor. Daha doğrusu konukları maskaraya çeviren o inanılmaz filtreyi.
Yahu bu nasıl filtredir? Bu programın yönetmeni, sanat direktörü, resim seçicisi yok mu? Bir Allah'ın kulu da çıkıp "Kardeşim ne yapıyorsunuz? Rezil edeceksiniz bizi memlekete" demedi mi?
İddiaya göre bu filtreyi daha iyi görünmek için Hülya Avşar istemiş. Ama şöyle bir baktım, konuklar arasında filtreye en az ihtiyacı olan Hülya'ydı.
Diyelim ki Hülya ısrarcı oldu. Sadece onu yakın plan takip eden kameranın gelişine filtre uygulardınız, olur biter. Peki ya İbrahim Tatlıses dahil programdaki diğerlerinin günahı neydi?



Aleyna Tilki zaten solgun bir sarışın. Bir de efekti yiyince hepten Ruhsar'a dönmüştü. Hülya Avşar'ı sanki evinin penceresindeki tül perdenin arkasından röntgenliyormuşuz gibi hissettik. İbo, Bülent Serttaş ve Cenk Eren'i o halde görenler ise ya içmeyi bıraktı, ya göz doktorundan randevu aldı.
Günler öncesinden banda kaydedilip yayınlanan bu sakilliği kanalda kimsenin fark etmemesine imkan yok. Ya hep birlikte izinliydiler ya da hepimizi tongaya düşürüp, programdan söz ettirmenin en sefil yolunu icat ettiler.

Çifte Japon mucizesi
Japonya 2024'e de hiç iyi başlamadı. Önce iki büyük deprem, sonra korkunç bir uçak kazası yaşadı. Köşemin düzenli okurları denizcilik ve havacılıkla yakından ilgilendiğimi biliyorlar. Havacılık bilgim özellikle National Geographic'de tek bölümünü kaçırmadan izlediğim Uçak Kazası Raporu belgeseliyle pekişti. Orada personelin bilgisizliği ya da eğitim eksikliğinden kaynaklanan pek çok başarısız kaza sonrası yolcu tahliye işlemi izledim.



Bu kez 367 yolcu ve 12 mürettebatın başarıyla kurtarılması bana göre havacılık tarihinin en önemli başarılarından biridir. Uzmanlar yanan kabinden tahliye için en fazla bir buçuk dakika süre olduğunu söylüyorlar. Bu kadar kısıtlı bir sürede 379 kişiyi tahliye eden Japan Airlines mürettebatı ve onları eğitenler birer kahramanlık nişanını hak ediyorlar.
7,6'lık depremden 48 kayıpla kurtuldular. Yanan uçaktan 379 kişiyi bir buçuk dakikada kurtardılar. Dünyanın Japonlar'dan öğreneceği çok şey var. Özellikle de yangın sırasında paniklemeyip, düzenli olarak sıraya girerek büyük bir soğukkanlılıkla kapıya yaklaşan o yolculardan...

Yardımcı çöp kutuları (!)
İşimin bana en fazla haz veren tarafı, dizilerdeki gölgede kalan mesaj dolu sahneleri bir arkeolog titizliğinde gün ışığına çıkartmak.
Cevher kokusunu bu kez Atv'nin sevilen dizisi Kardeşlerim'de aldım. Asiye, temizliğe giderken Emel'i de yanında götürmüştü. Ev sahibi, onlara yemeleri için tarihi geçmiş konserve balık verdi. Zehirlenen Emel hastaneye kaldırıldı.



"E, ne var bunda?" diyebilirsiniz. İşin "arkeoloji" kısmı da burada devreye giriyor zaten.
Evlere temizliğe gelen yardımcı kadınlara ikinci sınıf insan ya da köle muamelesi yapanlar çok. Zaten çoğunluğu sigortasız çalışan yabancı uyruklu kaçak göçmenler. Karınları acıktığında da ev sahipleri genellikle önlerine evde kimsenin yüzüne bakmadığı, bozulmaya yüz tutmuş yiyecekleri koyarlar. Yani onlara bir nevi "çöp kutusu" muamelesi yaparlar.
Önümüzden bir buçuk dakikalık sahne olarak geçen olayın ardında ne büyük bir "dramatik gerçeklik" varmış değil mi?

Gaf'let kürsüsü
Daha önce bir eşini bıçaklayarak diğer eşini ütüyle, son eşini de darp ederek öldüren Necati Akpınar isimli katilin mahkemedeki sorusu pes dedirtti. İndirimsiz ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılan Necati Akpınar suçunu kabul etmeyerek, "Ben kadın düşmanı mıyım?" diye sordu.

Zap'tiye
Nimet Abla, Kolombiya'da şube açar mı acaba?

Ne demiş?
"Meseleler konuşarak çözülseydi, ormanın kralı aslan değil papağan olurdu." (Kolpaçino 4 4'lük filminde Aydemir Akbaş'ın repliği)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA