İlk anda herkes Eurovision'da Türkiye'yi temsil edeceği açıklanan Can Bonomo'ya 'uzaydan gelmiş' muamelesi çekti ya...
Sahi bu kadar çabuk unutuyor muyuz her şeyi? Ya da hiçbir şeyin kaydı kalmıyor mu bizde?
Can, geçtiğimiz yıl tam da bugünlerde her gün gazetelerdeydi. '+18' adlı gençlik dizisinde oynuyordu.
Gerçi dizinin ekran macerası çok uzun sürmedi ama oradan bir Can Bonomo çıktı. Daha doğrusu bu dizi en çok ona yaradı.
Hatırlıyorum da; hemen her gazetede, hafta sonu eklerinde onun röportajları yayınlandı.

DÜNYAYI TAKİP EDİYOR
Yani 'tanımıyorum' demek; müzisyen kimliğini reddetmek birilerinin tarzı olabilir ama sorarlar adama; "Hiç mi gazete okumuyorsunuz? Hayatı hiç mi takip etmiyorsunuz? Sahiden bu ismi hiç mi duymadınız?"
Gelelim Can Bonomo'nın müzisyen kimliğine...
Çok genç olduğunu, Eurovision'a tecrübesinin yetmeyeceğini söylüyorlar ya...
Kim söylüyor?
Köşeleri tutanlar.
24 yaşındaki Bonomo, dünyada ne olup bittiğini herkesten daha iyi takip ediyordur.
Her konuda gayet klasik davranan TRT'nin bu konuda tabuları yıkması da alkışlanacak bir karar.
Siz hep aynı isimlerden, aynı müziklerden, aynı sözlerden sıkılmadınız mı?
Bakın müzik dünyasına; yepyeni isimler çıkıyor. Niye?
Çünkü yeni bir ihtiyaca, yeni bir arayışa yanıt veriyorlar. Çünkü biz hep aynı müziği dinlemekten sıkıldık.
Gençlerin attıkları taş birilerini ürkütse de gerçek bu. Devir, Can Bonomolar'ın devri.
Son zamanlarda ne kadar çok isim çıktı biliyor musunuz?
Bu neyin işareti sizce? Kabul görmek için illaki medya maymunu mu olmak gerekiyor?