Ne zaman kalabalık bir davete katılsam, kendimi moda polisi gibi insanları incelerken buluyorum. Bu bir merak değil, meslek hastalığı diyelim.
Aslında insanların ilgi alanıma girmeleri için merak etmem de gerekmiyor, çünkü kendi varlıklarıyla zaten üzerinize üzerinize geliyorlar.
BAYAĞI BİR DEKOLTE
Geçen hafta Kral TV gecesi vardı.
Böyle geceler sosyal bir laboratuvar gibi.
İnsanların giyimleri, kuşamları, konuşmaları, hareketleri...
İzlerseniz, bol bol malzeme çıkar.
Ben de çok izledim. Biraz da şaşkınlıkla. Aman Allahım, o ne kıyafetlerdi öyle? O ne cesaret? (Sadece ünlülerden söz etmiyorum.)
O kıyafetleri giyenlerin kendilerini 'göstermeye' geldikleri apaçık ortadaydı. Ama şık ve seksi görünmeyi bayağı bir dekolteyle eş görenler o kadar çoktu ki; bir an 'Biz neredeyiz?' duygusu uyandı.
MODA POLİSİ OLDUM
Manzara şu:
Abartılı saçlar ve makyajlar...
İllaki solaryuma girmiş vücutlar...
Ölçüsüz dekolteler... Göğüsten, sırttan, bacaktan...
Her yerden... (Ah bir de o sağdan soldan pırtlayan fazlalıklar olmasa.)
Şimdi biraz daha moda polisliği yapayım ve hanımlara bir küçük tavsiyede bulunayım:
Dolabınızda yer alacak siyah dümdüz bir tuvalet, girdiğiniz her ortamda farkınızı ortaya koymaya yeter de artar bile...
Gerisi şova kaçıyor!
Aman dikkat...