Geçen hafta, Fashion Nigth'ın yapıldığı gece bir yemek için Nişantaşı'ndaydık. Herkes etkinliklerin yapıldığı Abdi İpekçi Caddesi'ne ulaşmaya çalıştığı için trafik kilit olmuştu. Biz ise o kalabalığa hiç karışmadan Valikonağı Caddesi üzerinde yer alan ve mankenoyuncu Didem Taslan'ın işletmeci ortağı olduğu Marif-et adlı restoranda buluştuk. 300 metre ilerimizde izdiham yaşanırken, biz ağaçların altında sessiz, sakin, sohbetli bir gece yaşadık. Gruba sonradan Nişantaşı turunu tamamlayan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de katıldı.

TURİSTLERİN GÖZDESİ
Tam da karşımda bulmuşken biraz İstanbul üzerine konuşturmak istedim. Sizin için "İstanbul'un vazgeçilmezi nedir?" soruma "Boğaz" yanıtını verdi ve sözü hemen Şişli'ye getirdi.
"Şişli şu anda dünyanın çekim merkezi." dedi.
İstanbul'a gelen turistin yüzde 85'i Şişli'den geçiyormuş. Roma'yı ve Paris'in Champ Elysee'sini geçtiklerini söyledi. (Kültürde, sanatta ve markalarda.) Sarıgül'e göre Türkiye'nin marka ilçesi Şişli.
Sohbette Kent Sineması'nın 1200 kişilik kapasiteyle yeniden açılacağını da öğrendim.
Şişli Belediyesi, "Sanata sahip çıkıyoruz. Beyoğlu Emek yıkılıyorsa, Şişli Kent yapılıyor" diyor.

ŞEHRE SAHİP ÇIKIN
Kent Sineması, bu şehrin yakın geçmişini bilenler için simgedir. Tıpkı Pangaltı İnci, Konak, Osmanbey Gazi, Emek ve Fitaş gibi. Bu yüzden çok önemli.
Şişli'nin tamamını bilemem, sokaklarını çok tanımam ama Nişantaşı'nı İstanbul'un dünyaya açılan penceresi olarak çok önemsiyorum. Evet, dünyanın turisti Nişantaşı'ndan geçiyor; yiyor, içiyor, alışveriş yapıyor, para harcıyor. Bu nedenle önemli Nişantaşı.
Başkan Sarıgül dedi ki: "Şehirler çocuk gibidir. Bakarsan sana güler, bakmazsan ağlar. Benim görevim Şişli'yi güldürmek."
Onu dinleyince "İstanbul'un gözyaşlarını kim silecek?" demek istedim ama mesele uzayıp giderdi, sustum, sormadım.
Siz şehrinize sahip çıkın...