Birkaç hafta önce 'kahkaha yogası'nı yazmıştım, biliyorsunuz. Bir grup insan, bir spor salonunda bir araya gelip, toplu halde muhtelif kahkahalar atıyorlar. Bunun hem psikolojik, hem fiziksel sayısız faydaları olduğu söyleniyor ve bütün dünyada yaygınlaşmış durumda. Gülümsemenin ve gülmenin kendini her yönden iyi hissetmek ve hastalıklara şifa bulmakla ilgili yararı olduğu kanıtlanmış durumda. Yıllar öncesinden beri psikolojinin tartıştığı bir konudur: Mutlu olduğumuz için mi gülümsüyoruz yoksa gülümsediğimiz için mi mutluyuz?! Ortaya çıkmıştır ki, her ikisi de doğrudur. İnsanın mutlu olduğuna kendini inandırması, mimikleri ve vücut diliyle yansıtması, dıştan içe duyguların geçişini sağlıyor. Etrafta dolaşıp, sohbet edip, gülümseyip, hiçbir derdiniz yokmuş gibi davrandığınızda gerçekten bir süre sonra bu fiziksel ve düşünsel uyarılara vücut cevap veriyor ve mutlu hissetmeye başlıyorsunuz. Enteresandır, birçok oyuncu, mutsuz, hüzünlü insanları oynadıkları dönemde kendilerini berbat hissettiklerini, komedilerde rol aldıkları dönemlerse var olan problemlerini bile daha hafife almaya başladıklarını söylüyorlar! Hatta, mesela hasta, sakat insanları canlandıran oyuncuların bir süre sonra benzer ağrılardan, tutulmalardan, sakatlık belirtilerinden şikayet ederek doktora gitmeleri de çok yaygın! O zaman, evet, gülümsediğimiz için mutlu olabiliriz! Ve şimdi, yeni çılgınlıktan bahsetmenin zamanı: Son meditasyon tekniği, 'İç Gülümseme' veya 'İçe doğru Gülümseme'! Kökenlerini eski Çin'den alan bu teknik, sürekli 'kendine dönük gülümseme'nin, sağlık, mutluluk ve uzun yaşam garantisi olduğunu iddia ediyor. Çünkü öğretiye göre kendine gülümsemek, kendini sevmek, hoş görmek, kendi kendinin en iyi arkadaşı olmak ve kendi içinde uyum sağlamak demek. Günde birkaç kere uygulanması tavsiye edilen teknik, gevşeyerek ve dikkati beyninizde toplayarak başlıyor. Beyninizin merkezinden kendi yüzünüzün 'maskesini' gördüğünüzü varsayıyorsunuz. Yüz hatlarınızı inceleyip, sonra yavaş yavaş kendinize gülümsüyorsunuz. Dudaklarınız kıvrılıyor, gözleriniz kısılıyor, dişleriniz ortaya çıkıyor. Bu arada düzenli nefes alıp vermeye dikkat ediyorsunuz! Sanırım meditasyon yapanların daha iyi anlayacağı tekniğe göre, bir süre sonra bütün vücudunuz size gülümsemeye başlıyor! Siz de ona! Bu arada günlük hayatta kullanılacak 'sırıtma'lardan da bahsediliyor 'içe doğru gülümseme' meditasyonunda. Sabah nefes egzersizleriyle birlikte sırıtmak, müzik eşliğinde sırıtmak, özellikle de bir şeye sinirlenince durup, sakinleşip, yine nefeslere birlikte 'için için sırıtmak'! Daha ileri aşamalarda, gülümsemenin içe doğru yani kalbe, karaciğere, mideye, kemiklere, sinir sistemine yönlendirildiği teknikler de var. Ve iddiaya göre hastalıklı veya gergin organlar bu teknikle gevşetilip tedavi ediliyor! Avrupa Yakası'nın bu sezon için son iki senaryosunu yazmaktayım. Ağustos sonundan beri hiç tatil yapmadan, her hafta 70 dakika yazıp oynayarak 39 hafta geçirmiş olacağım! Bilgisayar başında oturmaktan ellerim, belim, boynum, omuzlarım, her hafta 12 karakter için birkaç hikaye yaratmaktan, onları kendi tarzlarında konuşturmaktan, espri bulmaktan, reytingleri heyecanla beklemekten beynim ve sinir sistemim yorgun. Ancaaak, haziran başı itibariyle tatile giriyorum! Ve inanın, meditasyonla hiç ilgim olmasa da, şu anda bir yandan yazıp, bir yandan on gün sonra bir deniz veya havuz kenarında olacağımı düşünerek, bütün organlarıma için için, yayık yayık sırıtıyorum!
