Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Mutlu olmak için güzel olmak şart mı?

Ben de güzel olduğumu hissetmek isterim. Ama 41 yaşıma kadar öğrendiğim tecrübelere göre hayattaki en önemli şey güzelliğin mutluluğu satın alamayacağı

Geçen hafta eski bir öğrencimle yemeğe çıktık. Uzun bir aradan sonra ilk defa karşılaşıyorduk. Beni gördüğü anda söylediği ilk şey "Hiç yaşlanmıyorsun, cildin hâlâ pırıl pırıl" oldu. Hoşuma gitti tabii bunu duymak. Gayet zevkli bir yemekten sonra arabama bindiğimde, gölgelikteki aynayı açtım ve yüzümü şöyle bir inceledim. Hayatım boyunca güzellik anlayışı ile sorunum olmuştur. Yok, Allah'a şükür fiziksel özelliklerimden memnunum da (görüntüm annemden iyi bir miras bana) benim sorununum; sahip olduğum bu özellikleri korumak için öyle kendimi heba etmem... Çocukken çok zayıftım. Genç kızlık yıllarımda, kız arkadaşlarımın çoğu topuklu ayakkabılarını giyip, makyaj yaparken ben onların çocukları gibi görünürdüm yanlarında. O zamanlar kuaföre gittiğimde o çok popüler 'tiftilmiş saç' yerine, doğal olsun diye üstelerdim. Niye para verip de kuaföre gidiyorum diye anlamazlardı. (Şimdi nihayet lafıma geliyorlar!) Bugün pek çok kadının doğal olarak uyguladığı ve günlük yaşantılarının vazgeçilmez bir parçası olan güzellik kurallarını takip etmekten sıkılıyorum. Makyajı ya yapmam, ya da minimumda tutarım. 4 ayda bir kuaföre gider hem boyayı, hem kesimi aynı anda aradan çıkartırım. Manikür anlayışım ise tırnaklarımı kısa ve temiz kesip, törpülemektir. Bununla beraber ben de her kadın gibi güzel olduğumu hissetmek istiyorum. Bir odaya girdiğimde başların dönüyor olması beni hem rahatsız ediyor, hem de hoşuma gidiyor. İçteki özelliklerimle sevilmeyi istiyorum ama kalçama tam oturan mükemmel bir jean'in ve iyi bir saç kesiminin, diğer özelliklerimin keşfedilmesini sağlayacak yolda ilerleyebileceğim ilk çekimi yaratacağını biliyorum. 41 yaşıma geldim ve bugüne kadarki tecrübelerimle öğrendiğim en önemli şeylerden birisi; güzelliğin mutluluğu satın almayacağı. Magazinlerde gördüğümüz o kusursuz görüntülü güzeller, sosyal ve mutlu olabilmek için seksi imajlarını korumaları gerektiğine inanıp, botokslar, liposuctionlar, sahte göğüsler, eklenmiş saçlarla, güzellik merkezlerinden çıkmadan kendilerine işkence boyutunda baskı yapıyorlar. Ama ilişkilerinde belki de bizlerden fazla kalp kırıklığı ve hüsran yaşıyorlar. O zaman niye bu kadar işkence; hâlâ daha anlamış değilim. Ben bütün enerjimi ve yatırımımı görüntüme, saçıma, makyajıma ayırmak istemiyorum. Gelmek istediğim tek yer burası olamaz, yani sadece nasıl göründüğüm... Biliyorum ki yüzüm, saçım, vücudum, kısaca nasıl göründüğüm mutluluğumun anahtarı ise; beni endişe dolu, kendimi sürekli başkaları ile kıyasladığım, gergin ve sonu olmayan tatminsiz bir yaşantı bekliyor. Sağlıklı yemeği iki beden küçük pantolona girmek için değil, gerçekten sağlıklı olmak istediğim için, sevdiklerimle daha uzun beraber yaşayabilmek için, bu hayatta yapmak istediklerimi keyfine vararak, tadını çıkartarak yaşayabilmek için yiyorum. Zaten bir yığın estetik ameliyatla nereye kadar, 20 sene önceki vücuduma sahip olduğum yanılgısı ile yaşayabilirim ki! Ayrıca ben 20'lik vücudumla şimdikinden daha mutlu değildim. Şimdi hayatımda hissetmediğim kadar güzel ve sağlıklı hissediyorum kendimi ve kendime her zaman neyin en önemli olduğunu hatırlatıyorum: Her an hayatımdan kaybedebileceğim çocuğum, ailem, arkadaşlarım ve yaratıcı enerjim. Yaşlılığımda, geriye dönüp baktığımda; sevmiş, paylaşmış olduğumun, bu dünyayı daha iyi bir yer yapabilmek için kendime düşeni yapmış olduğumun, en azından uğraşmış olduğumun tatminini hissetmek istiyorum. Bu belirsiz, her an her şeyimi kaybedebileceğim dünyada, 40 yıldır hâlâ buradayım, hâlâ varım. Bunu takdir ederek yaşamak bile cildimin parlaması için bir neden...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA