Karizma; Yunanca'da 'kharisma' kelimesinden geliyor, yani 'hediye' demek. Açıklaması biraz zor olsa da, görür görmez bilirsiniz...
Gücün ve sıcaklığın ya da zeka ve sempatikliğin bileşimi; insanları mıknatıs gibi çeker.
İngilizce'de 'it factor' (o faktörü), karizmayı açıklamaya çalışan bir terimdir.
Okan Bayülgen'de olduğu gibi...
"ÇEKİLMEZ" DEDİLER
Bir süredir, köşe yazarları arasında bir Okan Bayülgen dalgası var. Önceden "Haftada beş gece program çekilmez" diyenler, şimdi seyretmeden duramadıklarını söylüyorlar.
Ben Okan Bayülgen'i; Türkiye'nin Bill Maher'i olarak görüyorum.
Bilmeyenler için kısa bir açıklama yapayım.
Amerika'da talk-show dendi mi; akla sadece Jay Leno, David Letterman ve Jimmy Fallon gelmiyor. HBO kanalında yayınlanan 'Real Time with Bill Maher', Amerika'nın en zeki talk-show'u bence.
Liberal Bill Maher, parlak zekası ile savunduğu bir konuyu, müthiş bir espri kabiliyeti ile ve lafını hiç esirgemeden insanlara ulaştırıyor. Programı, güldürdüğü kadar düşündürüyor da... İzleyicisini eğitiyor.
EN ZEKİ OLDUKLARINA İNANIYORLAR
Daha genç ve yenilikçi nesil, artık gündemi, haber programlarından çok, toplumun fonksiyonsuzluklarını ve zıtlıklarını akıllıca ortaya koyan bu tip eğlendirici programlardan takip ediyor. Artık yeni nesil bundan aşağısını beğenmiyor çünkü!
Bill Maher'in politik zekası müthiş, Okan Bayülgen'in zekası zaten gözlerinin içinde.
Aynılığı ile can sıkan bir talk-show yerine, izleyeni daha zeki ve enteresan sohbetlerle düşündürüp, eğlendirebilecek özelliği var şovlarının...
Hem Maher, hem de Bayülgen; stüdyodaki en zeki insan olduklarına inanıyorlar. (Genelde de öyleler...) İkisi de ince ve keskin eleştirilerde ve zeki esprilerde harika!
Lafı çok uzatanların laflarını tahammülsüzce kesip başka konuya geçiveriyorlar.
İkisinin de fikirlerini hiç çekinmeden, hatta bazen acımasızca söyleyebilmesi, kendine ayak uyduramayan konuğunu hafiften taciz etmesi bile, izleyicinin üstünde bir dinamit etkisi yaratıyor.
Geçenlerde Maher'in sert bir eleştirisine seyirciler biraz tepki gösterince; Maher "Hem bunları duymak için buraya geliyorlar, sonra da 'Aaaaa' diyorlar" diye lafı yapıştırıverdi.
Her ikisi de şov boyunca kendi kafalarına göre takılıyorlar; cıva gibiler, kimsenin kontrolü yok üzerlerinde. Maher'in programına katılacak konuklar için Washington Times gazetesinde 'hayatta kalma el kitabı' bile hazırlamışlar geçenlerde.
KENDİNİZ OLUN YETER!
Ben de Okan'ın programlarına iki kez konuk olmuş ve bana karşı tavrından gayet memnun kalmış birisi olarak, Bayülgen'in konukları için şunları öneririm:
Okan'ın tüm ekibi kuvvetli ve hazırlıklı. Bu yüzden konuşacağınız konuya çok iyi hazırlanın. Yoksa yem olabilirsiniz.
Kendinizle dalga geçmeyi bilmiyorsanız ve dalga geçilmekten hoşlanmıyorsanız, bu programda işiniz yok! Biraz tahammülsüzleştiğini hissederseniz, paranoyak olmayın. Çünkü Okan alaycı olabilir ama terbiyesiz değil!
Programa aşağılanmak için çağrılmıyorsunuz ama kendinizi sevdirmeye ve ilginç olmaya çaba sarfederseniz, 'yetersiz' görüneceğinizi bilin!
Doğal karakterinizi yansıtabiliyorsanız ve konuştuğunuz konuya hakimseniz, beğenildiğinizi ve takdir edildiğinizi hissettirecektir.
Kısacası kendiniz olun!
