Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Yoga 40 yaş kadınını öldürüyor mu?

Ertuğrul Özkök öyle yazmış... "Çevremde birçok kadın fena halde yogaya sarmış halde. Kendi kendime soruyorum; acaba yoga bir şeylerden kaçış mı? Gerçek hayatı yaşayamayan 40 yaş kadınının pembe çatısı mı?
Neden kaçış mesela? Hayatın gerçeğini yaşamaktan kaçış. Bir tür süblimasyon. Harika bir sabah kahvesi yerine yogayı tercih eden kadının iç dünyasını çok merak ediyorum..." diye devam etmiş.
Okuyunca gözlerime inanamadım.
Bu kadar 'kendini anlama ihtiyacı ve uğraşı' olan birisinin, yogayı bir kaçış olarak algılamasına inanamadım belki...
Öncelikle bu konuda bakış açıma neden güvenebileceğinizi kısaca açıklayayım... USA Today, Smithsonian Institute, Pentagon ve American University gibi kurumlarda ve hastanelerde yıllardır strese adaptasyon ve yoga terapisi öğretiyorum. İnsanın kendisi ve hayatla ilişkisini inceleyen dört kitap yazdım.
Yoganın hafıza kaybı, depresyon, kalp hastalığı, menapoz ve kronik ağrılar gibi pekçok soruna iyi geldiğine, yüzlerce öğrencimde yıllardır şahit oluyorum. Bedenleri ile daha farklı bir bağ kurup yaşam şekillerinde gerekli değişimleri yapmak için motive oluyorlar. (Sadece ben değil, National Institute of Health'den John Hopkins Üniversitesi'ne kadar birçok kurumun yaptığı bütün araştırmalar da aynı şeyi söylüyor)

GERÇEKLERDEN KAÇMIYORUZ!
Burada amaç; gerçeklerden kaçış değil!
Bedenin strese karşı alışkanlık haline gelmiş tepkilerini birer birer farketmek, stresi hangi bölgelerde topladığınızı anlamak ve bu bölgeleri rahatlatmayı alışkanlık haline getirmek...
Yogada yapılan hareketler ve nefesin koordinasyonu; kaslardaki gerginliği azaltırken, kalp atışı yavaşlıyor, kan basıncı düşüyor. Vücudunuza, zihninize bir saat için bile olsa gerekli özeni gösterdiğinizi hissediyorsunuz.
Yoga duruşları ile hareketlerinizde kazanacağınız akıcılık, denge, esneklik ve uyum sizin için bir başlangıç olur. Sonrası herkesin kendine ait yolculuğudur. Yani bu duyguyu hayatınızın diğer yönlerine ne kadar taşıyabildiğiniz...
Bu bilinçli pratiği devam ettirdiğiniz sürece aynı uyumu hayatınızın diğer yönlerine de adapte edebilmek için bakış açısı kazanmaya başlarsınız; eğer hazırsanız...
Sonra dünyada egoizm, davranışlardaki fonksiyonsuzluk, genel bir cinnet hali gittikçe artarken, milyonlarca insanın iç dünyalarını geliştirme uğraşı; artık bir seçenek değil, insanlığın ve yaşadığımız gezegenin devamı için bir gereklilik...

KENDİNİZDEN UZAKLAŞMAYIN!
Bunun yanında, yoga ile ilgilenen çok kişi 'spiritüel materyalizm'i yaşıyor maalesef!
Belki de o yüzden 'spiritüel gelişim' denince aklımıza zengin ve tatminsiz kadınların kendilerini keşfetme çabaları geliyor... İnsanlar o terapi senin, bu teknik benim 'trendy guru'ları takip ederek huzur arayışındalar. Ancak salt bu konulara ilgi göstermek sizi 'spiritüel' yapmaz. Hatta sürekli farklı spiritüel teknikler peşindeyseniz; karekterinizin hırslı yönü, ruhsal arayışta da peşinizi bırakmıyor olabilir. Bu biraz tehlikeli. Çünkü 'kendini geliştirmek' ile 'kendine düşmek' arasındaki ince çizgi kaybolur. Kendinizi bulmaya çalışırken bir bakarsınız, kendinizden daha da uzaklaşmışsınız.
O yüzden kendi düşünce ve davranışlarınızdaki kontrol ihtiyacınızı fark ettikçe ve bilinçli olarak kendinizi bıraktıkça, savunma mekanizmanızı biraz da olsa rahatlatırsınız.
Daha yazmak istediğim çok ama yerim yok. Ancak sabah kahveniz ve yoga arasında bir seçim yapmak zorunda değilsiniz Ertuğrul Bey... Aksine yoga yaptıkça kahvenizden daha çok zevk almayı öğrenirsiniz.
Ben Eylül sonuna kadar Türkiye'deyim. İlgilenirseniz gazete mail adresime bir mesaj atın, bu konuda istediğiniz zaman sohbet edebiliriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA