Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Zaten kim mükemmel ki!

Geçenlerde eski bir arkadaşımla uzun bir aradan sonra ilk defa karşılaştık.
Beni gördüğü anda söylediği ilk şey, "Hiç yaşlanmıyorsun, cildin hâlâ pırıl pırıl" oldu.
Bunu duymak doğal olarak hoşuma gitti. Güzelleşmek için yatırım yapan bir kadın değilim. Makyaj yapmayı sevmem. Cilt bakımı anlayışım; iyi bir nemlendirici kullanmak.
Senede üç-dört kez kuaföre saç kestirmeye giderim. Hayatını kadın dergilerinin içeriğindeki gibi sağlık, güzellik, spor, diyet, moda üzerine kuran kadınlardan biraz uzağım.
Zaten bunların hepsini aynı anda kucaklayıp taşıyabilen ve de çok mutlu olan bir kadın var mı?
Bununla beraber ben de her kadın gibi güzel olduğumu hissetmek istiyorum.
İçteki özelliklerimle sevilmeyi istiyorum ama kalçama tam oturan mükemmel bir jean'in ve iyi bir saç kesiminin etkisini de biliyorum.
Yine biliyorum ki yüzüm, saçım, vücudum, kısaca nasıl göründüğüm mutluluğumun tek anahtarı ise; beni kendimi sürekli başkaları ile kıyasladığım, endişe dolu ve tatminsiz bir yaşantı bekliyor.
Aslında beğenilmek kadınların doğal ihtiyacı. Ama günümüzde asıl sorun ne biliyor musunuz? Güzellik anlayışımızı; dev endüstrilerin, medyanın, moda editörlerinin ve fotoşopcuların yönlendirmesine sıkıştırdık. Güzelliği; çirkinleştirdik, yüzeyselleştirdik, sahteleştirdik, anlamsızlaştırdık. Hissedemez olduk artık güzelliği.
Gün boyunca karşılaştığınız kadınların yüzde 99'unun kendini güzel bulmadığına inanmak mümkün mü?
Minnesota Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada; moda dergilerinin sayfalarına üç dakika bakan kadınların yüzde 70'inin kendilerini şişman ve çirkin buldukları açıklanmış. Güzelliğinden gözünüzü alamadığınız kadınlar biliyorum. Bütün günlerini Facebook ve Instragam'da kendilerini başkalarıyla, hatta yakın arkadaşlarıyla karşılaştırıp fark etmeden mutsuz oluyorlar.

İLGİNÇ BİR VİDEO
Bir kadının yeterlilik hissi sadece saçının, yüzünün, vücudunun nasıl göründüğüne bağlı olmamalı.
Sabah kalkıp aynaya ilk baktığınızda yargıların, kaygıların, mükemmel olma ihtiyacının çizgilerini değil, kendinizi görebilmelisiniz.
Önemli olan; gülüşünüz, yürüyüşünüz, espri anlayışınız, cildiniz, gözleriniz, elleriniz, konuşma tarzınız, ses tonunuz, eğitiminiz, ilgi alanlarınız, yumuşak kalbiniz, olduğunuz gibi olabilmeniz...
Internette milyonların tıkladığı çok etkileyici bir video var. İsviçre'de Pro Infirmis adlı engellilere yardım için kurulmuş bir organizasyon; engelli kişilerin vücut ölçülerini alıp onların vitrin mankenlerini yapmış. Bu mankenlere son moda kıyafetler giydirip Dünya Engelliler Günü'nde Zürih'in en pahallı alışveriş mağazalarının bulunduğu Bahnhofstrass Caddesi'ndeki mağazaların vitrinlerine koymuşlar. www.youtube.com/ watch?v=E8umFV69fNg Bu kısa videoyu mümkünse izleyin ve kendinize her zaman neyin en önemli olduğunu hatırlatın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA