Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İLKER GEZİCİ

Sahnede çirkinleşmekten rahatsızlık duymuyorum

'NecmiQ' isimli oyunda birlikte rol alan Hakan Bilgin ile Eylem Şenkal oyunu anlattı. Şenkal, "Sahnede rolüm için çirkinleşmekten korkmam. Rolüm neyi gerektiriyorsa onu yaparım" dedi

Uğur Uludağ'ın yazıp yönettiği komedi oyunu 'NecmiQ'nun başrol oyuncuları Eylem Şenkal ve Hakan Bilgin, oyunu ve rollerini anlattı. Kadın-erkek ilişkisi üzerinden pek çok konuya gönderme yapan oyunda Bilgin, çapkın arkeolog 'Kerem'i, Eylem Şenkal ise 'Kerem'in hayatına giren kadınları oynuyor ve beş farklı karaktere bürünüyor. İşte ikilinin anlattıkları...
'NecmiQ' oyununun sizin baskı ve talebiniz üzerine yazıldığını duydum, doğru mu?
HAKAN BİLGİN:
Evet, biz Uğur'la (Uludağ) 20 yıldır yakın arkadaşız. Bir süredir Amerika'daydı. Yine bir süreliğine İstanbul'a gelince de bu fırsatı değerlendirelim istedik. "Eski işlerden, iki kişilik oyunlardan birini oynayalım" dedi. Ben de "Madem geldin, vaktin de var. Yeni bir şey yaz" dedim. O da itiraz etmeden yazdı. Oyun yazılırken, provalara başladık.
EYLEM ŞENKAL: Ben de uzun zamandır E.S.E.K. oyunlarını takip eden biri olarak Uğur'a baskı yaptım.
İkiniz önceden tanışıyor muydunuz?
H.B.:
Evet, beraber çok kez sunuculuk yaptık. Çok ortak dostumuz var. Eylem, iyi kızdır. İyiler birbirlerini bulur, bulunca da bir şeyler üretmek isterler.
E.Ş.: Tanışıyorduk ama kendisiyle ilk kez aynı sahneyi paylaşıyorum. Hakan Bilgin gibi deneyimli bir isimle karşılıklı oynama onurunu yaşıyorum.

ALGI YÖNETİMİ YAPIYORUM


Eylem Hanım, siz oyunda beş farklı karaktere hayat veriyorsunuz. Zorlandınız mı?
E.Ş.:
Hayır, zorlanmadım. Açıkçası çok da keyif aldım. Oyuna başlarken Uğur, "Eylem, bunu yapamamış, becerememiş desinler istiyorum" dedi. Hakikaten de onu aldı. 'Tutku'yu görünce seyirci öyle düşündü ama sonra 'Saadet', 'Arzu' ve 'NecmiQ' çıkınca durum değişiyor. Benimle ilgili bir önyargı var ya...
Onu yıkabildiğinizi düşünüyor musunuz? 13 oyunda rol aldınız ama hâlâ model olarak anılıyorsunuz.
E.Ş.:
Aslında artık umrumda bile değil. Ben bu işe Best Model olarak başladım. O da yaptığım işlerden biriydi ama ben yaptığım her işin hakkını vermeye çalıştım. Modellik geçmişim var, sporculuk geçmişim var. Hepsinin de arkasındayım. Tiyatro, ömrü hayatım boyunca vardı. Ben 80-90 yaşıma kadar bu işi yapmak istiyorum.
Podyumları bıraktınız mı?
E.Ş.:
Çok teklif geliyor ama artık model kimliğimle anılmak istemediğim ve oyunculuk yönümün öne çıkmasını istediğim için defilelere çıkmıyorum. O algıyı yıkmaya çalışıyorum. Algı yönetimi yapıyorum.
Güzellik ikinci planda kalıyor herhalde değil mi?
H.B.:
Oyunda hiç güzel değil; maymuna dönüyor.
E.Ş.: Ben oraya Eylem olarak çıkmıyorum. Kendi kimliğimi dışarıda bırakabiliyorum. Oynadığım rolün hakkını vermeye çalışıyorum. Çirkin bir kızsa çirkinleşmek lazım. Bundan bir rahatsızlık duymam. Aksine, ne kadar çirkin olunması gerekiyorsa olurum. Yetenek olmadan sadece güzel diye bir insan sahneye çıkarılır mı? Benden çok daha güzel kadınlar var.
H.B.: Sırf güzellikle olmaz zaten. Biz onu sahnede de seyrettik. Beğenmesek, bu oyunda olmazdı. Bize gelen seyirci, Eylem'in güzelliği yüzünden gelmiyor; Eylem Şenkal'ı izlemeye geliyor. İkisi çok farklı. Tıpkı Hakan Bilgin'in karizmasına gelen olmadığı gibi.

#Sayfa#

'KEREM' SERSERİ BİR ROL


Neden öyle düşünüyorsunuz? Karizmatik değil misiniz?
H.B.:
Ben bugüne kadar hep mazlum, acınan, terk edilmiş adamları oynadım ama bu oyundaki 'Kerem' biraz daha serseri ve karizmatik. Kızları harcayan bir tip. Kadınlar nedense bu tipleri daha çok seviyor.
Yıllardır mazlumu oynayıp bu oyunda serseriyi canlandırmak nasıl bir etki yarattı?
H.B.:
Ben hayatım boyunca komedi oynadım. Televizyonda karizmatik adamı oynama ihtimalim zaten yok. 12 rolden 10 tanesi esas oğlanın kankası, komik adam rolüydü. Seyirci beni rolde görünce biraz şaşırdı ama sevdi. Sahne, benim en mutlu olduğum yer. 300 kişi gelmiş, onları mutlu etme görevi verilmiş. Bunu sağlayabilmek için olabildiğince duru ve doğal olmak gerekir. En kaygılandığım şey samimiyetsizliktir.
Siz esas oğlan olma ihtiyacı duymadınız mı?
H.B.:
Hayır, hiç duymadım. Tiyatroda yıllardır başrol oynuyorum ama televizyon başka bir şey; orada ticaret yapıyorlar. Hiç öyle bir şey beklemedim. Ben tiyatro yapabildiğim sürece televizyonda ekmeğimi çıkarayım yeterli.
'Kerem'i sevdiniz mi? 'Kerem' gibi misiniz kadınlara karşı?
H.B.:
Oynadığım her rolün içinde Hakan vardır. Bizler birer anlatıcıyız. Onu ne kadar samimi anlatırsak, o kadar keyifli olur. Ama buradaki 'Kerem', benim hayatımda olan biri değil. Ben hiçbir kadına 'Kerem'in davrandığı gibi davranmadım.

'RECEP İVEDİK' SAYESİNDE 300 FİLM DESTEK ALDI

Seyirci sizi en çok hangi işten hatırlıyor?
H.B.:
'Yılan Hikayesi' ve 'Aşkım Aşkım' dizileri, 'Recep İvedik' filmi...
'Recep İvedik'e karşı sürekli bir kötüleme durumu var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
H.B.: Şahan Gökbakar, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nü dereceyle bitirmiş bir tiyatro oyuncusudur. İnsanları eğlendirme felsefesiyle yola çıkıp 'Recep İvedik' filmini yapmış ve gişe rekoru kırmış. Bunun sinema olup olmadığını eleştirenlerin gerçekten sinemacı olması gerektiğini düşünüyorum. İki film seyredip, bir yerlerde yazanların ahkam kesmesi bana manalı gelmiyor. Onların da köşe yazarlığını, film eleştirmenliğini ben tartışırım.
Gökbakar'ın hak ettiği değeri görmediğini mi savunuyorsunuz?
H.B.:
Evet, bizim memleketimizde biri yukarı çıktığı zaman onu aşağı çekmeye çalışıyoruz. Şahan'ın Türk sinemasında yaptığı filmlerden elde edilen gelirlerle, devlet yaklaşık 300 filme destek sağladı. Acımasız olmayalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA