Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Görmezden gelinen çocukları tüm gerçekliğiyle anlatıyoruz

5 sokak çocuğunun öyküsünü anlatan atv dizisiAteş Kuşları’nda rol alan İlayda Alişan ve Burak Tozkoparan, GÜNAYDIN’a konuştu: “Çok işlenmemiş ama çok gerçek bir konumuz var. Çocukların yaşadıkları, hayatımızın içinde olan şeyler ne yazık ki. Seyirci görmezden gelinen çocukların varlığını tüm gerçekliğiyle izledi. Bu aydınlanma da beğeni getirdi”

Atv dizisi 'Ateş Kuşları' çarpıcı hikayesiyle dikkat çekti. Dilenci çetesinin reisinden kaçan beş sokak çocuğunun yaşadıklarını anlatan dizi, her hafta izleyiciye duygusal anlar yaşatıyor. Dizide Eyüboğlu Konağı'nın kayıp bebeği, köksüzler tarafından çöpte bulanan Gülayşe'yi canlandıran İlayda Alişan ve gözü kara bir polisi oynayan Burak Tozkoparan ile bir araya geldik...
Senaryoyu okuduğunuzda neler hissettiniz?
Burak TOZKOPARAN: Hikaye zaten çok etkileyici ve vurucu; ayrıca daha önceden bu konunun işlenmemiş olması da cabası. 10-15 sayfa okuduktan sonra ne ara birinci bölümün sonuna geldim anlayamamıştım, çok etkilenmiştim. Zaten ikinci ve üçüncü bölümü de okuyunca bu işin içinde olmalıyım dedim.
İlayda ALİŞAN: Uzun zamandır okuduğum anda beni bu kadar etkileyen bir hikaye olmamıştı. Tüylerim diken diken oldu. Çok etkilendim. Hikayenin bir parçası olmak istedim hemen.




İzleyicilerin diziyi ilk bölümden bu kadar sevmesinin nedeni ne sizce?
B.T.: Dediğim gibi bu çok işlenmiş olan bir konu değil ama çok gerçek bir konu. Bu beş çocuğun yaşadıkları hayatımızın içinde olan şeyler ne yazık ki. Ülkemizde, hatta dünyada yaşayan çok sokak çocuğu var, buna maruz kalmış bir sürü günahsız çocuk var. Bu çocukların hikayesinin bu kadar gerçekçi bir şekilde televizyona aktarılması da belli ki izleyicilerin ilgisini ve sevgisini kazanmış.
İ.A.: Duygusu o kadar yüklü ki hikayenin, izleyenlerin bu dünyanın içine kapılmaması mümkün değil bence. İnsanlar dışarıda çoğu zaman ya da bazen görmezden geldiği ya da görmediği çocukların varlığını tüm çarpıcılığı ve gerçekliğiyle izledi. Bence bu bir aydınlanma beğeniyi getirdi, merak ettirdi. Bu çocuklara ne olacak?..
Sokak çocuklarının hikayesinde sizi en üzen şey neydi?
B.T.: Aslında çok fazla şey var. Bir neden söylersem diğer yaşananlara sessiz kalmış olabilirim. Genel olarak hikaye çok üzücü ve çok acıklı. Umarım bizim dizimizdeki gibi gerçekten bunu yaşamaya mecbur olan kardeşlerimiz ileride bizim sokak çocuklarımız, ateş kuşlarımız gibi güzel hayat ödülünü alırlar.
İ.A.: Birinci bölümde Kara'nın cennete gidince 'sizi Allah'a şikayet edecek' dediği cümlenin gerçek hayatta bir çocuğun dudaklarından dökülüyor olması içimi parçaladı. Çocukların bu ve bunun gibi cümleleri kurmadığı bir dünyada yaşamak isterdim.




'KARA' BENİ ÇOK ETKİLİYOR'

Dizide bir sahnede "Sen çocuk odası seçmeye zorlanırsın o bir taşı yastık yapar kafasına" deniliyor. Anlatılanlar, unutulan bazı gerçeklerle yüzleşilmesini sağlıyor mu?
B.T.: Hayatın aslında ne kadar adaletsiz olduğunu da gösteriyor. Birisi yatacak yatak bulamazken diğeri odasındaki yatağı beğenmiyor ya da birisi evde pişen yemeği beğenmezken diğeri dışarda yemek bulamıyor. Bu sadece çocuklar için de geçerli değil hayatımızda çok fazla yetişkin de bunu yapıyor. Belki biz de ne yazık ki bu şımarıklığı yapıyoruz.
Sizi dizide en çok etkileyen sahne hangisiydi?
B.T.: Beni en çok 'Kara' etkiliyor. Onun sahneleri beni güldürürken ağlatıyor. Ve tabii ki Gülayşe ile Barbaros'un sahneleri.
İ.A.: Birinci bölüm apartman girişinde donarak ölen kız beni çok etkilemişti.
Sokakta çocuklar sizi gördüklerinde nasıl yorumlar yapıyorlar?
B.T.: Dizide eski bir cip kullanıyorum, trafikte çok gördükleri bir araba olmadığı için hemen tanıyorlar. 'Aaa Barbar araba' diye sesleniyorlar, sokaktaki insanlar da genelde 'Komiser' diyorlar.
İ.A.: Çok yoğun çalıştığımız için sokakta yürüdüğüm pek olamıyor henüz.




Siz diziyi izlerken hüzünleniyor musunuz?
B.T.: Evet, ben ilk bölümü izlerken ağlamamak için kendimi çok zor tuttum birkaç sahnede. Biz bunu okumuş, çekmiş olmamıza rağmen bu kadar etkileniyorken çevremdeki insanlar ağladığında 'ya niye ağlıyorsunuz?' diyemedim.
İ.A.: Hâlâ dolu gözlerle izliyorum her bölümü.
Aileniz diziyi takip ediyor mu?
B.T.: Geçen gün babamla Bursa'dan dönerken geç kaldık. Babam bana 'İlk defa senin dizini kaçıracağım' dedi. Annem bizi evde bekliyordu, babam da bir kısmını kaçırmıştı sadece. İlk iki bölümde ailemin ağladığına şahit oldum.
İ.A.: Tabii ki bölüm sonrası beni arayıp sorular soruyorlar.

ÜŞÜMEKTEN KONUŞAMADIĞIMIZ ANLAR OLDU

Zorlu hava şartlarında hep dışarıda çekimler yapıyorsunuz.
B.T.: Gerçekten bazen üşümekten konuşamadığımız, elimizin ayağımızın donduğu sahnelerimiz oldu.
İ.A.: Ben ilk bölümlerde zaten çıplak ayaklı oynadığım için gerçekten çok fazla üşüdüm.

BÜYÜK BİR DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ

Yüzyılın felaketini yaşadık, ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Siz neler söylemek istersiniz?
B.T.: Ülkece büyük dayanışma içindeyiz, herkes gibi elimden geleni yaptım, yapmaya da devam ediyorum.
İ.A.: Hepimiz çok üzgünüz, yaraları hep birlikte birlik ve beraberlik içinde saracağımıza inanıyorum. Deprem bölgesindeki vatandaşlar için elimden gelen yardımı yaptım ben de. Yaraları bir nebze de olsa sarabildiysek ne mutlu bize.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA