Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

Rolümden çok etkilendim avukat olmayı çok isterdim

Ben Bu Cihana Sığmazam’ dizisine bu sezon avukat Berfin karakteriyle katılan Nilay Cafer, “Berfin’ karakterini güçlü buluyorum. Diziye başladığımdan beri rolümün etkisinden çıkamadım, avukat olmak isterdim. Adalet duyguma da çok güvenirim” dedi

Atv dizisi Ben Bu Cihana Sığmazam'ın yeni sezonunda kadroya Nilay Cafer de dahil oldu. Cafer; salı akşamları aksiyon, macera ve heyecan dolu bölümlerin izleyiciyle buluştuğu dizide avukat 'Berfin' karakterini canlandırıyor.
Cafer, resim bölümünde eğitim aldıktan sonra oyunculuğa geçiş hikayesini, diziyi ve set ortamını anlattı...
'Ben Bu Cihana Sığmazam'da avukat 'Berfin' karakterini oynuyorsunuz. Avukat olmak ister miydiniz?
Adalet duyguma çok güvenirim. Diziye başladığımdan beri bu rolün duygusu beni çok etkiliyor, bu yüzden açıkçası avukat olmak isterdim. 'Berfin' karakterini güçlü buluyorum. Seçmiş olduğu mesleğiyle ilgili ilerleyen bölümlerde oynayacağı sahneleri heyecanla bekliyorum.

AİLE GİBİ BİR EKİP

Reyting listesinin üst sıralarında yer alan bir projeye dahil olmak bir oyuncu için avantaj mı yoksa büyük bir sorumluluk mı getiriyor?
Aslına bakarsanız her ikisi de... Bir işe sıfırdan herkesle aynı anda başlayınca herkesle eşit duyguya sahip oluyorsunuz ama oturmuş, birbirini tanıyan bir ekibin içine dahil olmak da açıkçası biraz heyecan verici. 'Ben Bu Cihana Sığmazam' ekibine dahil olduğumda ilk gördüğüm şey birbirini çok seven bir ekip, aile gibiler, sıcak bir ortam. Geçen sezon ve bu sezonda da reyting oranları yüksek bir projeye dahil olduğumun farkındayım ve bu durumun bir avantaj olduğunu düşünüyorum.




Dizinin aksiyon sahnelerinde yer almak ister miydiniz?
Daha önce aksiyon sahnelerinin bol olduğu bir projede yer almıştım, başta beni korkutsa da sonrasında çok sevdim. O yüzden mutlaka bu projedeki aksiyon sahnelerinde de yer almak isterim tabii ki.
Kendinizi beğeniyor musunuz? Güzelliğinizin avantaj olduğunu düşünüyor musunuz ekranda?
Güzelliğin ekran için aslında dezavantaj olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden oyunculuğumla ön plana çıkmak isterim. Televizyonda kalıcı olmak için sadece güzellik yetmiyor.

HAYAT SÜRPRİZLERLE DOLU

Resim okuduktan sonra oyunculuğa geçişiniz nasıl oldu?
Resim bölümünde okuyordum ama hayat gerçekten sürprizlerle dolu. Kariyer rotam birden oyunculuk alanına döndü üniversiteye hazırlanırken, yakın arkadaşımla tiyatroya başlamıştık. Daha sonra ilk üç bölüm olarak dahil olduğum 'Parmaklıklar Ardında' projesinde iki sezon yer aldım. Böylelikle televizyon sektörüne giriş yapmış oldum.
Aynı zamanda modaya da ilginiz var, takı markanızı da kurdunuz.
'Gerçek bir stil sahibi taktığı takılarla öne çıkar' mottomuzla yola çıktık ve 5. yılımıza girdik. Modayı takip etmiyorum dersem yalan olur, tabii ki modayı da takip ederek tasarımlarıma yön veriyorum ama en büyük ilham kaynağım kesinlikle doğa. Bir gün kendi tasarımlarımı yapma konusunda istekliydim ama hangi alanı tercih etmem gerektiğine henüz karar verememiştim. Kendim için kombinlediğim takılarımı takipçilerim ve çevremdekilerin beğenmesi, sorması benim takı sektöründe ilerlememe sebep oldu.
"Sadelikteki asilliği ortaya çıkarıyorum" diyorsunuz. Ancak şimdi herkes oldukça abartılı... Buna ne diyeceksiniz?
Açıkçası minimal takıları daha çok seviyorum ve kendi markama da bu sadeliği yansıtmak istedim her zaman. Abartıyı ve gösterişi sevmiyorum, sadeliğin her zaman daha göz alıcı olduğunu düşünüyorum. Tasarımlarımı mümkün oldukça minimal tutmaya çalışıyor; günlük hayatta da herkesin severek kullanabileceği zarif parçalar oluşturmaya çalışıyoruz. Ayrıca, tasarımlarımızda; gümüş ve altın materyalleri kullanmayı tercih ediyoruz.





HİÇ HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAMADIM


"Tutacağı düşünülen projeler birkaç bölüm sonra kaldırılıyor" demişsiniz. Seyirci sizce artık ne istiyor?
Aslında, ne istemekten çok gülmeye ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum. O yüzden ben kendi adıma daha çok komedi de izleyebileceğim projeler görmek isterdim televizyonda.
Hiç diyet yapamadığınızı söylüyorsunuz. Peki formunuzu nasıl koruyorsunuz?
Aslında genel rutinim hep diyete başlayıp tamamlayamamak oluyor, çünkü yemek yemeyi gerçekten çok seviyorum, ipin ucunun kaçtığını hissettiğim zamanlarda kısa süreli diyet programlarını uyguluyorum ama dediğim gibi kısa sürüyor. Spor olarak yürüyüş ve pilates yapmak benim için yeterli oluyor. Genel olarak da zaten koşuşturmalı bir hayatım var.
Oyunculuğa başladıktan sonra hiç hayal kırıklığı yaşadınız mı?
Bu konuda şanslı olduğunu düşünüyorum, hayatımın hiçbir döneminde hayal kırıklığı yaşamadım çünkü hiçbir şeye çok büyük anlamlar yüklemem.




ANNE KAYBI BENİ OLGUNLAŞTIRDI

Çocukluk yıllarınız nasıl geçti?
Sessiz, sakin, narin çocuklardan mıydınız? Hayır, aksine çok hareketli ve yaramaz bir çocuktum. Mahalle kültürüyle büyüyen son nesil bizim dönemimizdi galiba. (Gülüyor)
Küçük yaşta annenizi kaybetmişsiniz. Yaşadıklarınız sizi erken olgunlaştırdı mı?
Kayıplar hemen hemen herkeste olduğu gibi beni de olgunlaştırdı. Hayatın kısa olduğunu çok iyi biliyorum ve kendimi hayatın akışına bırakıyorum. En gerçek ve sahici halimle yaşıyorum. Belki de bu düşünce yapısına sahip olduğumdan insanlar ne düşünür endişesiyle karar vermiyorum. Yapabileceğimin en iyisini yapıyorum ve bu durum bana çok güçlü hissettiriyor.

KAYNARCA'NIN RAHATLATAN MOTİVE EDEN BİR TAVRI VAR

Oktay Kaynarca ile karşılıklı oynamak zor mu?
Sevgili Oktay Kaynarca sevilen ve çok değerli bir oyuncu. Onunla karşılıklı oynamak aslında zor değil, karşısındaki oyuncuyu rahatlatan, motive eden bir tavrı var. Bu yüzden sahnelerimizi keyifle çekiyoruz.
Oktay Kaynarca'nın genç oyunculara büyük desteği oluyor. Sette kendilerini geliştirmeleri için yardımcı olduğunu herkes söylüyor. Sizin için nasıl bir deneyim oldu?
Oktay Kaynarca rolünü, işini hakkıyla yapıyor ve sette kamera arkasından kamera önüne kadar hiç kimseden desteğini esirgemiyor. Bu konuda ben de çok şanslıyım tabii.

ESTETİĞİN DOĞALINA KARŞI DEĞİLİM

Çok küçük yaşta estetik yaptıranlar var. Sizin estetiğe bakışınız nedir?
Ben estetiğe karşı değilim. Doğallığı çok seviyorum. Yaş almak insanın doğal görüntüsünü zamanla bozuyor. Mesela düşmüş bir göz kapağı yaptırmak doğallıktan çıkmak değil, bana göre tam aksine doğala dönmektir. İnsan kendini mutlu hissettiği gibi görmelidir. Tabii ki genç yaşta gereksiz yapılan müdahalelere karşıyım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA