Kenan Doğulu ve Beren Saat'in Meksika sahillerinde öpüşürken fotoğrafları düştü elimize.
Gazetelerin magazin eklerinde flaş flaş gözümüze sokuldu.
Birinci sayfaları süsledi. İnternet siteleri şenlendi.
Aaaaa! Gördünüz mü, Beren'le Kenan dudak dudağa...
Eee? Ne var bunda?
Sevgili değiller mi, tabii ki öpüşecekler.
Bence sıkıntı Beren ve Kenan'da değil.
Sıkıntı o fotoğrafı çeken vatandaşta!
Kendisini yakından tanımak ve anlamak istiyorum.
Nasıl bir kafa ki bu?
Magazinci değilsin, işin ünlü haberleri yapmak değil. Kalkmış Meksikalara gitmişsin, tatildesin, sahildesin...
Hiç üşenmiyorsun Kenan Doğulu ve Beren Saat'in öpüşürken fotoğraflarını çekiyorsun. Flu mlu demeden kendinle gurur duyarak fotoğrafı basına servis ediyorsun.
Hiç mi işi yok, hayatı yok, eşi dostu yok, meşguliyeti yok insanların. Herkes paparazzi.
Herkes ünlü avında.
Git güneşlen, denize gir, kendine bir içki al, tak kulaklığını müzik dinle, iki satır kitap oku, arkadaşlarınla şakalaş, sevgilinle öpüş koklaş, yoksa sevgilin neden sevgilin olmadığını düşün, anılarında dolaş.
Enerjini hala atamadıysan sahilde yukarı aşağı koş, yüz, kumdan kale yap.
Ne bileyim ben, yap birşeyler yani. Bir zahmet kendi hayatını yaşa.
Başkalarının özel hayatından sana ne? İşin değil, olayın değil, ekmek paran değil, deli misin canım?
Gerçekten bu girişimci ve atak arkadaşımızla tanışmak istiyorum. Hangi frekanstan çekiyorsa, oraya bir göz atmak istiyorum.
Belki bende bir hata vardır.