Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Geçmişini silmeyenler de var

Aşklar da (esasen aşk adı verilen ama aşkla alakası olmayan şeyler), ayrılıklar da sosyal medyadan yaşanıyor. Birileri beraber mi, aç sosyal medyayı öğren. Birileri kavga mı etti, ayrıldı mı, aç sosyal medyayı öğren. Çocuksu, orta okul, lise sularında haller almış başını gidiyor. Değil aşk ilişkileri; dostluk, arkadaşlık ilişkilerinde de bu böyle. Takibe takip, like'a like.
Aran bozulduğu an, takipten çıkıyorsun, bütün fotoğrafları siliyorsun, tavrını koyuyorsun. Tavırlar bile sanal yani. İki gün önce yanak yanağa çektirilmiş fotoğraflar, can ciğer selfie'ler tek tuşla çöpe gidiyor. Bunun ileri safhası da düşman kesildiğin, küstüğün, gıcık kaptığın kişiye, onun düşmanları ve küstükleri ile misilleme yapmak, onlarla pozları paylaşmak... Böyle kansız, tutarsız, tek tuşa bağlı, şefkatsiz, kıymeti çıkarına bağlı ilişkiler dünyası işte.

'SEVEN BÖYLE SEVSİN'
Kadın-erkek, aşk meşk meselesine gelince sosyal medyanın suyunu çıkartanlar çoğunlukta. Tek kavgada silinen fotoğraflar, çıkılan takipler, sonra barışmalar ve tekrar takipler, selfie'ler. Misal magazin sayfalarından okuduğumuza göre, Arda Turan ile sevgilisi Aslıhan Doğan'ın arasına da bu sosyal medya paylaşımları girmiş. Arda, kızın tüm fotoğraflarını silmiş. Daha önce İrem Derici ve eski eşi de, bu 'sildim seni sosyal medyadan, çık git hayatımdan' vaziyetine girmişlerdi. Ben de tam kendi kendime düşünüyordum; eğer bir gün (evet aşk konusunda 'eğer bir gün' grubundayım) sevgilim olursa, sosyal medyada paylaşır mıyım, paylaşmaz mıyım? Diyelim paylaştım, ayrıldıktan sonra fotoğraflarını siler miyim? Silmeli miyim?
'Onu sevmişsem, değer vermişsem, güzel günler geçirmişsem, niçin silip atacağım, geçmişimde yokmuş gibi davranacağım?' fikri bir yanda;
'Eğer canımı çok acıtıp, bana zarar vermişse tabii ki silerim fikri' diğer yanda. Derken iki gün önce Nişantaşı'nda kahve içmek için Seçkin Piriler ile buluştum. Seçkin'i boşanma döneminden beri tanıyorum. Kırılgan, kocasına çok aşık, üzgün, hazırlıksız ama iyi niyetli ve saf bir kişiliği olduğunu düşünüyorum. Bu kez karşılaştığımızda çok zayıflamıştı ve yeni hayatına alışmaya çalışıyordu. Dedim, "Eee Seçkin, neler yapacaksn?"
Boşanmadan hemen önce mezun olduğu İstanbul Moda Akademisi'nde koleksiyonunun defileye çıkmaya hak kazandığını anlattı. Ben de koleksiyonun fotoğraflarını görmek istedim. Seçkin'in Instagram hesabında gezerken, bir baktım ki boşandığı eşi Kaan Tangöze ile fotoğrafları aynen duruyor. Şaşırdım; "Seçkin, siz boşanmadınız mı, niçin Kaan'ın fotoğraflarını silmedin? Bak adamın hayatında başkası var..."
Gülümsedi ve kararlı bir şekilde şöyle dedi: "Ayşe, Kaan benim geçmişim, 10 yılımızı beraber geçirdik, iki çocuğumuz var. Boşansak da onu silmedim, silmeyeceğim. Eğer bir gün benim de hayatıma biri girerse, yine silmeyeceğim. Beni seven geçmişimle, yaşadıklarımla sevmeli."
Çok beğendim Seçkin'in bu tavrını. Tanık koruma programındaymışız gibi bir gün öncemizden bile kurtulmaya çalışırken; yaşadıklarına, aşkına, ailesine sahip çıkan Seçkin'i çok sevdim. Helal olsun sana kızım.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA