Ayyy şimdi ne giymek lazım ki?: Çünkü bu kişiler, (Bkz: Ben) tişört-jean-spor ayakkabı üçlüsüne gönülden bağlanmışlardır. İyi de moda haftası öyle mi? Taşlarlar hafazanallah!
Topuklu giymesem olmaz mı?: Olur, bal gibi de olur ama giysen daha iyi olur. Uzun bacaklı mankenlerin yanında bastı bacak kalmak istemezsin. Sen Tülin Şahin misin, Serenay Sarıkaya mısın ki, düz botla bile selvi boylu duracaksın! Ortalama bir Türk kadınısın sen, kendine gel.
Topukluyu giydim, peki iki defile üstü parti sistemini nasıl çıkaracağım?: İşte bunu ben de bilmiyorum. Kadınlar aleminde bu sorunun cevabı henüz bulunamadı. Kimse bana kalkıp 'Ayyy şekerim, benim stilettolarım çoook rahat' çekmesin, büyük kavga ederim. Bir-iki saatten sonra hiçbir stiletto (Ama şık, ama hakkını veren... Öyle altı lastiklilerden bahsetmiyorum) rahat olamaz! Birbirimizi kandırmayalım. Sandalye-koltuk buldun mu çökeceksin, arada bileklerini sağa sola çevireceksin. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyeceksin.
Kim kimdir?: Konuya hakim olmayan kişinin Moda Haftası'ndaki bir dramı da moda dünyası ahalisine vakıf olmamaktır. Ünlü blogger'ları, tasarımcıları, styling uzmanlarını falan tanımazsın. En iyisi, her selam vereni aynı coşkuyla selamlamak, ara sıra donuk yüzünle cool takılmaktır.
Fotoğrafçılara nasıl poz vereceğim?: Al sana bir dram daha. Giyindin kuşandın, Moda Haftası'na gittin, artık bir yola girdin kardeşim ama fotoğraf çektirme deneyimin yok. Ya ıkınır gibi çıkıyorsun, ya kıyafetini iyi gösteremiyorsun ya da şaşkınsın. Tecrüben yoksa, en iyisi fotoğrafçı gördün mü ters istikamete yürümek. Başka tavsiyem yok.
NOT: Birazdan (perşembe günü yani) Deniz Berdan ve Tuvana Büyükçınar defilelerine gideceğim. İstiklal Caddesi'nde topuklularla yürüyeceğim. Hadi hayırlısı.