Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Biz bu filmi daha önce izlemiştik

Hiçbir filme bu kadar kolay başlık attığımı hatırlamıyorum... 'Veda'nın kaderi daha ilk yarıda belli olmuştu. Filmin arasında arkadaşlarla "Ya bu Can Dündar'ın belgeselinin aynısı, sadece kargalar yok" diye laflarken, galiba sağ kanattan Uğur Vardan'dan geldi bu nefis orta: "Biz bu filmi daha önce izlemiştik..." Aslında biz bu filmi ilk Dündar'ın 'Mustafa' belgeselinde değil, ilkokuldan beri bütün tarih ve inkılap derslerinde izliyoruz... Mahalle mektebine yazdırılan küçük Mustafa, babası vefat edince askeriyenin yolunu tutar... Çanakkale'de bir şarapnel parçası saatine isabet eder vs... "Livaneli ne yapsın? Atatürk'ün hayatı bu zaten" dediğinizi duyar gibiyim... Evet, haklısınız ama bu Atatürk'ün resmi tarihi, hepimiz defalarca dinledik. Üstelik daha geçen yıl Dündar 'Mustafa'da anlattı hepsini. Yani en azından Livaneli 'Mustafa'daki kronolojik sırayla anlatmayabilirdi. İki yapıt arasındaki bazı sahneler bile aynı... Atatürk'ün Latife Hanım'ın evinden yanan İzmir'e bakışı, bir gece Dolmabahçe'den kaçıp halkın arasına karışıp, zeybek oynaması... Hayır, Livaneli'yi copy-paste yapmakla suçlamıyorum... Başta da dediğim gibi "Biz bu filmi ilkokuldan beri izliyoruz..." Benim asıl merak ettiğim Dündar'ı "İnkılap tarihini anlatmış" diye eleştirenlerin 'Veda'ya ne diyecekleri. O zaman da yazmıştım Dündar'ın belgeseli cesurdu, anlatılmayanların peşine düşmüştü ama çok tepki çekti.

ATATÜRK ADAM VURUYOR!
Peki, Livaneli 'Veda'da ne yaptı? Vallahi burada Vardan'la aynı fikirde olduğum için onun usta kaleminden örnek vereceğim: "Livaneli, geçen yıl Dündar'ın 'Mustafa'da 'insanileştirdiği' Atatürk'ü, yeniden eski yerine koyuyor. Yani ulaşılmaz, mutlak, her daim doğru ve neredeyse Tanrısal..." Evet, 'Veda'nın kısa özeti budur. Livaneli sanki 'Mustafa'ya tepki koyanlar için bu filmi çekmiş. Her karede Atatürk o kadar çok yüceltiliyor ve abartılıyor ki, sanki bir an onu kanatlanıp uçacakmış gibi hissediyorsunuz. Üstelik bu da Atatürk, çok genel hatlarla anlatılarak yapılıyor. Örneğin Atatürk'ün askeri dehası Çanakkale'de "Allah Allah" diyerek askerleriyle beraber taarruza çıkışı gösteriliyor. Yani bu mudur askeri deha! Bu arada Atatürk'ü ilk defa bir adam öldürürken izledim, bayağı ilginç bir deneyimdi! İsmet İnönü'nün hiç diyaloğunun olmaması da beni şaşırttı. Salih Bozok'un Atatürk'e olan sevgisi de acayip anlatılmış. Bozok'un oğluna, Atatürk öldükten sonra intihar edeceğini anlattığı bir sahne var. Evet, yaşananlar tarihi gerçekler ama perdeye yansıtılmak istenen duygu yoğunluğunda bir acayiplik var. "Bu nasıl bir baba" deyip, bir anda Bozok'tan soğuyorsunuz. Bir de Bozok'un, Atatürk'ün Latife ile konuştuğu sahnede camın arkasından onları izlediği sahnede sırıtışı var, "Bu adamın derdi ne" falan oluyorsunuz. Oyunculuklar da çok abartılı. Kazım Karabekir'in "Yönetim şekli Cumhuriyet olacak" dendiğinde yüzünün aldığı ifadeyi izleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Bütün oyunculuklar abartılı... Sinan Tuzcu'nun "Hım bu kız çıtır hatunmuş" der gibi Fikriye'yi arkadan bir süzüşü var, "Bu ne ya" falan oluyorsunuz... Herhalde Tuzcu, bu anlarda Atatürk'ün insani özelliklerini yakalamaya çalışmış! Livaneli savaş sahnesinde de sınıfta kalmış. Yok, bir asker iki kere ölmüyor ama çok özensiz çekilmiş. Özetle 'Veda' deneyiminde büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA