Habertürk'ün İstanbul eki, otobüs, minibüs ve kamyonların çevreye yaydığı egzoz dumanını gündeme getirmiş... "Dumansız hava sahası bırakmadılar" başlığı sorunun vehametini özetlemeye yetiyor. Mutlaka sizin de dikkatinizi çekmiştir; bu araçlardan çevreye duman değil, bildiğiniz zift yayılıyor. Öyle ki, bazen arkadan giden arabaların görüş alanı kapanıyor. Bildiğin 'Lost'taki 'black smoke' (kara duman)... Haberin ana fikri "Dumansız hava sahası kampanyası yürütülüyor. Ancak havamızı kirleten otobüslere karşı kimsenin kılını kıpırdattığı yok..." nidasından ibaret... Peki, sorun ne? Bu araçlar egzoz muayenesinden geçmiyorlar mı? Tabii ki geçiyorlar ama ortada büyük bir aldatmaca var. Keşke muhabir arkadaşlar skandalı daha derinlemesine ele alsalardı, ortaya daha bomba bir haber çıkardı. Daha önce gündeme geldi mi bilmiyorum ama ben bu büyük aldatmacayı bir süre önce tesadüfen tanıştığım bir halk otobüsü şoföründen öğrendim ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Laf benzin fiyatlarından açıldığında şoför arkadaş bana aynen şu gerçeği itiraf etti: "Abi benzin fiyatları bizi etkilemez. İstanbul'daki halk otobüslerinin çoğu mazota motor yağı katıyor. Kamyon ve minibüslerde de durum aynı. Hiç dikkat ettin mi? Halk otobüslerin egzozlarından çevreye saçılan o kara duman motor yağından kaynaklanıyor." Ben de hemen "Motor yağının mazotla karıştırılması motoru etkilemez mi?" diye sordum, o da aynen şu yanıtı verdi: "Hiç etkilemez olur mu? Motoru mahveder bu yağ. Şoförler bile bile motor yağını kullanıyorlar. Mazot o kadar pahalı ki, motor yağı, zarar verdiği motorun masrafını kısa sürede çıkarıyor. Çıkarmakla kalmıyor büyük de kazanç sağlıyor." Görüyor musunuz vicdansızların yaptığını (Uğur Dündar efekti gibi oldu)... Temiz hava için birçok önlem alındı. Artık evlerde doğalgaz kullanılıyor, belediye otobüsleri bile doğalgazla çalışıyor ama halk otobüsü, kamyon ve minibüs şoförlerinin çoğu mazota motor yağı karıştırıp, zehir saçıyorlar.