Eğer fırsatınız varsa bu yazıya başlamadan önce lütfen Cengiz Kurtoğlu'nun 'Liselim' şarkısını internetten bulup tıklayın... Fonda 'Liselim' çalsın... Unutmak mümkün mü liselim seni / Şimdi nerede bir liseli görsem / Ne zaman okulun yanından geçsem / Kalbim kahır olur gözlerim nem...' Çocuk yaşta kızlara tutkun olan yetişkin erkeklerin marşıdır bu şarkı... Bence bu şarkı, 'Öyle Bir Geçer Zaman Ki'de 'Soner' ve 'Aylin'in buluşma sahnelerinde de fonda çalınmalı. Her şey daha net anlaşılır. Kimdir bu 'Soner'? 35 yaşında diyorlar ama 45 gösteriyor. Ya 'Aylin'... 15 yaşında bir liseli... Körkütük aşık 'Soner'e... Soner'in karakter özellikleri hakkında daha net bir bilgi yok. Kim bilir belki 'Cemile'nin yasak aşkı çıkar; 'Aylin'e "Yavrum aslında ben senin babanım" der. 'Cemile' karakterinin bütün inandırıcılığı gider ama Türk dizilerinde her an her şey olabilir. Dizinin şu ana kadar yayınlanan bölümlerinden çıkan sonuç ise 'Soner'in, babası olacağı yaşta bir kıza asılıyor olması. Haksızlık etmeyelim; seviyeli asılıyor. İçki içirmiyor mesela ama biraz daha abartsa kıza 'Kaşıkçı Elmas'ı hediye edecek. Neydi o mücevherin büyüklüğü yahu! Çok mu muhafazakar yaklaşıyorum diye bu konuyu eşimle de tartıştım. Eşim "O yıllarda kızlar lise çağında evlendirilirdi, bence normal" dedi. Ben de "Dönem dizisi diye 'lolita aşk' olgusunun yüceltilmesini normal mi karşılayacağız? 15 yaşındaki bir kızın olsa ve babası yaşında bir adamla aşk yaşasa ne yapardın?" diye sordum. Yanıt alamadım. Evet, gerçek hayatta yaş farklarının büyük olduğu ilişkiler yaşanıyor. Fakat şu anki genel ahlak kuralları çerçevesinde bu tür ilişkileri pek hoş karşılamıyoruz, değil mi? Ya da şöyle sorayım: 'Soner'in 17 yaşındaki Nazlıcan ile evlenen Halis Toprak'tan ne farkı var?
NAZLICAN VAKASI!
Eğer, "Soner 40'larında bir işadamı, Halis Bey gibi 61 yaşında değil" derseniz ben de "Aylin ile Nazlıcan arasındaki iki yaş farkını 10'la çarpın" derim... Bir kız çocuğu için 15 ile 17 yaş arasında büyük fark var. Peki, toplum ve medya olarak ne yaptık? Halis Toprak'a ağır eleştiriler yöneltmedik mi? Her ne kadar kurgu olsa da bence dizideki 'Soner'- 'Aylin' birlikteliği, Halis-Nazlıcan vakasından daha vahim. Hemen açıklayım: Bu dizi herhalde en az iki yıl daha devam edecek ve 'Soner' ile 'Aylin' arasındaki bu çarpık ilişkiyi her hafta 90 dakika izleyeceğiz... Popüler dizilerin toplum üzerindeki etkilerini anlatmama gerek var mı acaba... Bir diziyi her hafta yaklaşık 10 milyon kişinin izlemesi bence önemli bir kriter. Bana inanmıyorsanız sosyolog ve psikologlarla konuşun. Dizilerin toplum üzerindeki etkilerinden yakınanlar onlar değil mi?
METE DE ÖĞRETMENİNE ÂŞIK
Lütfen elinizi vicdanınıza koyup söyleyin... Bu diziyi izleyen 14-15 yaşındaki bir kız, 'Soner'den ve dolayısıyla gerçek hayattaki 'Soner'lerden etkilenmez mi? Yahu, benim 31 yaşımdaki eşim bile 'Soner'den etkilendi! Diyeceksiniz ki, gerçek hayatta bu türden bir sürü ilişki yaşanıyor. Evet, yaşanıyor ama gerçek hayattaki her şeyi dizileri taşımak zorunda mıyız? Gerçek hayatta, ensest ilişki, grup seks de var, eş değiştiren de... O zaman dizilerde olduğu gibi her şeyi ekranlara taşıyalım. Bu diziyi yapan arkadaşlara sesleniyorum... 'Aylin', kendi yaşıtı biriyle sevgili olsaydı fena mı olurdu? Niye her şeyi zorluyorsunuz? Bakın bakış açınızdaki çarpıklık 'Mete' karakterinde de ön plana çıkıyor. 'Mete' de öğretmenine âşık... Neden hep öyle ekstrem, sorunlu ilişkiler üzerinde yoğunlaşıyorsunuz? Nedir bu tür uç ilişkilerle Türk halkına vermek istediğiniz ulvi mesajlar? Amaç reyting ise batsın böyle reyting... Daha önce de yazdım, bu memlekete en büyük kötülüğü yapımcılar yapıyor... 15 yaşındaki bir genç kızın, babası yaşındaki bir adama âşık olmasına gençlerde sempati duygusu yaratmak, 'lolita aşk'a pirim tanımaktır. Her gün genç kızların kaçırılma haberini okuyoruz... Emin olun bu diziden sonra kaçırılma vakaları artacaktır! Derdim Kanal D dizisine çakmak değil! Uzmanlardan görüş alın. Eğer haksızsam bu mesleği bırakırım.
