Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

'Muhteşem Yüzyıl'la siyaset

En başa dönelim; 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine yapılan ilk protestoya... Bir grup, 'Sultan'ın Sırrı'nı izlemeye gidiyor ve filmin gösterimi öncesinde 'Muhteşem Yüzyıl'ı protesto ediyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın içki ve şehvet düşkünü bir padişah olarak yansıtılmasına kızıyorlar. Daha dizi gösterilmeden, iki dakikalık bir fragmandan yola çıkılarak yapılıyor bu protesto ve RTÜK göreve davet ediliyor! Peki... Aynı grubun Topkapı Sarayı'nda ünlü piyanist İdil Biret'in konserini de basmaya çalıştığını size hatırlatsam... Onlara göre 'Kutsal Emanetler'in bulunduğu sarayda içkili konser düzenlenemezdi. Hassasiyet noktaları yine aynıydı; şarap ve ecdada hakaret!

LAİK ANTİ LAİK ÇATIŞMASI
Bu grubun popüler kültürü bu kadar yakından takip etmesi ilginç değil mi? Hadi o meşhur klişeye sığınalım; "Birileri düğmeye bastı..." RTÜK'e diziyle ilgili gelen şikayetlerde de bir anormallik var! 11 Aralık-6 Ocak tarihleri arasında diziye tam 74 bin 911 şikayet gelmiş. Bu rakam, Türkiye'de 2010'un ilk dokuz ayında tüm programlara yapılan şikayetlerden 10 bin fazla. Diziye bir günde 2774, 1 saatte 115, 30 saniyede 1 şikayet yapılmış. RTÜK tarihinde böyle bir protesto yoğunluğu yok! Üstelik bu protestoların çoğu daha dizi gösterime girmeden yapıldı. Diziyi izleyenler elini vicdanı koyup söylesinler, 'Muhteşem Yüzyıl'da infiale yol açacak bir sahne var mı? Eleştirebilir, tarihi hatalar bulabilir, kendi dünya görüşünüz çerçevesinde Kanuni'nin şehvet düşkünü bir padişah olarak yansıtıldığını bile düşünebilirsiniz ama kimse bu dizide "hakaret var" diyemez. Aksine milliyetçi duyguları okşayan birçok abartılı sahne var. Mantığım, ekranda gördüklerimle yapılan protestolar arasında bir anormallik olduğunu söylüyor. Her 30 saniyede bir şikayetin düşmesi akıl almaz bir olay. Peki birilerinin bu protestoyu yönlendirmiş olduğuna niye ihtimal vermiyoruz? Bu yazıyı kaleme aldığım sıralarda Saadet Partisi'nin Show TV önünde gösteri yapacağı haberi geldi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da "Hakaret içermediği sürece her türlü düşünceye bizim saygı göstermemiz gerekir... Hele hele 'Biz yasaklarla mücadele edeceğiz' diye iktidar olduktan sonra yasakları toplumun gündemine getirmenin hiçbir mantığı yoktur." Bir dizinin siyasi partilerin gündemini değiştirmesi ilginç değil mi? Sizce de komplo teorileri üretmek için yeterli ipucu yok mu? Bu ülkede ne yazık ki; laik-anti laik çatışması hâlâ birinci siyaset malzemesi ve her seçim öncesi olduğu gibi yine bu kırılma noktası hortlatılıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA