İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonun zamanlaması tepki çekti. Sadece CHP'liler ve İzmir halkı değil, iktidar partisinden bazı siyasetçiler de bu operasyona kızdı.
Evet, seçime bir ay varken bu tarz geniş çaplı bir operasyon kafalarda soru işareti oluşturuyor.
Bazılarınız seçim öncesinde CHP'nin güç duruma düşürülmeye çalışıldığını düşünüyor da olabilirsiniz.

PARTİCİLİK SORUNU
Peki, ya ortada büyük bir yolsuzluk varsa!
Adaletin yerini bulması için seçimlerin geçmesi mi beklenmeli?
Ne yazık ki Türkiye öyle derin iki kutba ayrılmış ki, adaletin yerini bulması bile ikinci plana atılıyor.
Önemli olan particilik.
CHP'ye mi operasyon düzenlendi, "Kesin bu iktidarın işi" deniyor.
Ya da tam tersi, AKP çevresine bir yolsuzluk operasyonu düzenlendiğinde, bu derin devletin işi oluyor.
Dün Milliyet'ten Banu Şen'in haberini okudunuz mu? İzmir Belediyesi iki yıl önce incelenmeye başlanmış. Savcılıktan alınan izinle tam altı ay fiziki ve teknik takip yapılmış. Yani "Hadi seçim yaklaşıyor, operasyon düzenleyelim" diye bir yaklaşım da olmayabilir.
Gözaltına alınan şüphelilerin ihaleye fesat karıştırma, usulsüzlük ve belgede sahtecilik yaparak devleti yaklaşık 100 milyon lira zarara uğrattıkları ileri sürülüyor.
Ya da zamanı ileri alalım. Davanın sonuçlanacağı güne gidelim. Ve diyelim ki, dava sonucunda büyük bir yolsuzluğun yapıldığı ortaya çıksın.
O zaman ne hissedeceksiniz? Evet, adamlar haklıymış demeyecek misiniz?
Adalet beklemez.
Adalet aranırken particilik yapılmaz. Adalet herkes için var. Ve evet, polisler, savcılar da bağımsız olmalı, çifte standart uygulamamalı.
Derdim; sadece ikiyüzlülüğümüze dikkat çekmekti.