Trabzon'da Sera Gölü kenarında dinlenme tesisi işleten Gürbüz Özkan; çiftlerin kiraladıkları sandallarla saklı alanlara çekilip öpüşmelerini engellemek için gölün iki yakası arasına çelik tel çekmiş.
Gerekçesini ise şöyle açıklamış: "Özellikle akşam saatlerinde göl üzerinde sandalla gezinti yapanlar, benim tesisimin kenarındaki gözden uzak yerlere gelerek öpüşüyorlar. Benim evim, ailem, çocuklarım burada... Böyle bir tedbir aldım."

GÖLDE ÖPÜŞMEK!
Tabii sandallarda yaşananların tam boyutunu bilemiyoruz. Trabzon'un gençleri Sera Gölü'nü Amsterdam'ın kanallarıyla karıştırıp sandallarda çılgın partiler düzenleyip Gürbüz Bey'i rahatsız mı ediyorlar acaba?
Ya da göldeki aşk trafiği çok mu yoğun? Belki de Gürbüz Bey abartıyor her şeyi. Ona göre bir çiftin sandalda öpüşmesi gölü ortadan ikiye ayırmak için yeterli.
Türkiye hiç değişmiyor.
Bizim kuşak genelde ilk masum öpüşmeleri park ve bahçelerin kuytu köşelerinde ya da karanlık sinema salonlarında korkarak yaşardı. Trabzonlu gençler de sandallarda alabora olma tehlikesini göze alıyorlar. Şimdi bir de karşılarına Gürbüz Bey ve çelik tel engeli çıktı.
Yeri gelmişken bir anımı da paylaşayım:
Küçüktüm, Bursa o zamanlar yeşildi, teyzemin koyunları vardı, otlatmaya çıkardık.
Ormanlık alanda iki adam görmüştüm.
Koca koca taşları fundalık alana fırlatıyorlar.
Kime?
Çalılıklar arasında öpüşen bir çifte! 'Vurun kahpelere' ruh hali yani!
Gürbüz Bey'in göle tel çekmesine şaşırmayacaklar da çok yani. Bu topraklarda öpüşmek her zaman büyük tehlike!
Gürbüz Bey'in "Benim tesisimin kenarındaki gözden uzak yerlere gelerek öpüşüyorlar" lafına da takıldım.
Kime göre gözden uzakta?
Gürbüz Bey'in tesisine mi, yoksa gölün kıyısına mı?
Herhalde Türkiye'de kimse sandalını bir restoranın ya da dinlenme tesisinin önüne çekip öpüşmez.
Galiba Gürbüz Bey dürbünle sandalları gözetleyip bu durumdan rahatsız oldu ve gölü ortadan ikiye ayırmaya karar verdi!
Göl de babasının malı zaten!