Ünlü yönetmen Fatih Akın, 1915 Ermeni tehcirini konu aldığı 'The Cut' filmi için "Filmden korkanlar varsa, onlara 'Bu yalnızca bir film' diyorum. Ama şundan eminim ki, benim de bir parçası olduğum Türk toplumu bu filme hazır" açıklamasını yapmıştı.
'Türkiye bu filme hazır mı?' başlıklı yazımda "Evet, bu filmi izlemeye hazır olan, merakla bekleyen bir kitle var ama bir de büyük tepki gösterecekler var. 'The Cut' daha şimdiden 'Midnight Express' etkisi yaratacağa benziyor... İkinci bir Orhan Pamuk vakası yaşanabilir" diye yazmıştım.

TÜRKİYE İÇİN SINAV
Beklenen oldu, Ötüken Dergisi'nin Twitter hesabından, Türkçü Turancılar Derneği, Ötüken Dergisi Teşkilatı ve Genç Atsızlar adına şöyle açıklamada bulunuldu: "2015 yılı öncesinde sözde Ermeni soykırımı yalanını Türkiye'ye kabul ettirmek için planlanan senaryonun ilk ayağı olan 'The Cut' isimli filmin Türkiye'de gösterime girmesine izin vermeyeceğiz. Agos Gazetesi'ni, Ermeni faşistleri, sözde aydınları açıkça tehdit ediyoruz. O film Türkiye'de tek bir sinemada yayınlanmayacak. Beyaz berelerimiz ve Azerbaycan bayraklı planörümüzle gelişmeleri takip ediyoruz."
Beyaz bere ile Ogün Samast'a atıfta bulunulduğu aşikâr da, planörü anlamadım. Nasıl bir planör bu; sinema salonlarını mı gözetliyor, yoksa Akın'ı adım adım takip mi ediyor?
Bu daha başlangıç... 'The Cut' festivallerde ödül alırsa, Oscar'a aday gösterilirse ya da Türkiye'de gösterim tarihi yaklaştıkça daha çok tartışılır.
Daha önce de yazdım; 'The Cut' gösterimi, Türkiye'nin, Ermeni sorununun çözümündeki samimiyetini de test eden bir sınavı olacak. Hrant Dink suikastını unutmayalım, bu işin şakası yok. Akın daha filmi gösterime girmeden hedef alınıyor!