Çek Cumhuriyeti-Türkiye maçını izlemek üzere Coca Cola'nın davetlisi olarak bir grup gazeteciyle birlikte üç gündür Fransa'daydım. Coca Cola en büyük birkaç küresel markadan biri olduğu için organizasyon kusursuz geçti. Çek Cumhuriyeti'ni yenip mutlu bir şekilde Lille'de kaldığımız otele dönerken meydanlarda, sokaklarda, çılgınca dans eden, eğlenen insanlar gördük.
Meğer her 21 Haziran tüm Fransa'da Faites de la Musique yani Dünya Müzik Günü olarak kutlanıyormuş. Profesyonel, amatör her türden müziğin icra edildiği bu en uzun günde, müzik hiç susmadı, başta gençler olmak üzere herkes doyasıya eğlendi. Gençler çok alkol tükettiler, çılgınca eğlendiler ama dikkat ettim fazla taşkınlık yaşanmadı. Özetle, eğlenmesini biliyor Fransız gençleri.

EĞLENCE, ÖFKENİN PANZEHRİ
Her Avrupa ülkesinde yüzlerce festival düzenleniyor. Bu festivaller bizdeki sarımsak, kiraz festivallerine benzemiyor. İnsanlar gerçekten eğleniyorlar, içlerindeki fazla enerjiyi boşaltıyorlar. Evet, kültürler ve inançlar farklı, bu tarz çılgınca festivaller bizde düzenlenmiyor ama en azından mevcut festivallere sahip çıkılmalı ve konserlere daha toleranslı olmalıyız. Ne yazık ki, son dönemde üniversitelerdeki bahar şenlikleri bile iptal ediliyor!
Peki, bu gençlik fazla enerjiyi nerede atacak? O atılmayan fazla enerji, sosyal medyada nefret kültürüne yol açıyor. Gençler daha çok siyasete bulaşıyor ve terör örgütlerinin kucağına düşüyorlar. Eğlence ve mutluluk, öfkenin, şiddetin panzehiridir; bırakın gençler eğlensin!