Genelde futbolcular, sakatlıklara karşı kendilerini sigortalar. Türkiye'de ilk defa bir futbol kulübü; Beşiktaş, futbolcuların sakatlanmasına karşı kendini sigortaladı.
Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre, Beşiktaş bazı iyi ücret alan futbolcularının sakatlığına karşı Marsh Sigorta'dan poliçe yaptırdı.
Fikret Orman'ın basına yönelik hataları olsa da Beşiktaş'ta güzel işler yaptığı ortada. Borç batağındaki Beşiktaş'ı yeni stadında Şampiyonlar Ligi'nde oynatan, Vodofone Arena'yı yurt dışındaki modern statlardaki işletmeci mantığıyla çalıştıran, gelir-gider hesabını iyi yapan, reklam olsun diye transfer yapmayan Orman; doğru politikalarıyla Beşiktaş'ı iyi yerlere getirdi.
Bu arada Beşiktaş, bir PR ajansı ile (Desibel Ajans) çalışan ilk yerli kulüplerden biri. Öğrendiğim kadarıyla Beşiktaş şöyle hareket etmiş:
Her gazetenin internet sitesinde Beşiktaş'a ayrılan bir sayfası var. Bu sayfalar haberle dolmak zorunda. Bazen o sayfaların dolması için yapılan asparagas haberler yerine biz medyaya haber olacak etkinlikler düzenleyelim demişler ve PR ajansından destek almaya başlamışlar. Dikkat edin;
Beşiktaş'la ilgili hep bir organizasyon haberi ya da futbolcuların, yöneticilerin basınla bir araya gelmesinden ortaya çıkan bilgilendirici ve kulüple ilgili pozitif imaj yaratan haberler okumaya başladık.
İşte buna marka yönetimi deniyor. Beşiktaş kulübü de markasını iyi yönetiyor.
İklim değişikliğine dikkat çekmek için Vodofone Arena'nın ışıkları bir saatliğine kapatılıyor, ırkçılığa karşı ve işitme engellilere duyarlılık adına bir dakika boyunca işaret diliyle sessiz tezahürat yapılıyor ya da George Michael, Leonard Choen gibi yakın zamanda hayatını kaybeden efsaneler şarkılarıyla anılıyor. Bunların hepsi çok güzel hareketler...
Tüm bunlara artı olarak bir de futbolda başarılar elde edilince Beşiktaş'ın rakiplerine karşı gücü her geçen gün artıyor. Uzun yıllar Fenerbahçe ve Galatasaray'ın arkasında kalan Beşiktaş, bu doğru yönetimle hem öne geçti, hem de arayı açıyor.