Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Merhaba zabıta!

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu seçildikten üç yıl sonra ilk kez İBB binasında ziyaret etti.
Ve Akşener kapıda törenle karşılandı.
Evet, törenle! Hem de kırmızı halılı, zabıta mangalı!
Zabıta mangası sanki resmi askeri karşılama törenlerindeki gibi sıraya dizilmiş! Akşener araçtan inince rahat, hazır ol komutu veriliyor. Ve Akşener zabıta mangasının önünde durup "Merhaba arkadaşlar" diyor!
Haberin videosunu izlerken özellikle İmamoğlu törende mi, yoksa tatilde mi diye baktım. Havalar soğuduğu için olsa gerek İmamoğlu görevinin başındaydı.



Öncelikle bir düzeltme yapalım, tören mangasındakiler arkadaş değil, zabıta!
Madem İmamoğlu ile Akşener 'Cumhurbaşkancılık' oynamak istemişler. Bir dahaki sefere Akşener şöyle söylemeli:
"Merhaba zabıta"
Zabıta: "Sağ ol"
Akşener: "Nasılsın zabıta"
Zabıta: "Sağ ol".
Gerçekten komik. İmamoğlu "Beni aday yapın" mesajı vermek için daha neler yapacak acaba?
Zabıta mangası aslında İmamoğlu'nun içindeki gizli Erdoğan hayranlığını gösteriyor. Bunu daha önce, İBB tarihinde ilk kez gazetecilere akreditasyon uyguladığında, kendi mahallesinde bile tepki çeken Karadeniz gezisinde de gördük!

***


YENİ EKMELEDDİN!
Sanki miting yapar gibi il il konuşma yapması, gazetecilerle sanki seçim otobüsündeymiş gibi görüşmesi ve bunlara tepki gösteren muhalif gazetecileri terslemesi vs. İmamoğlu, belediye başkanıyken bunları yapıyorsa, Cumhurbaşkanı olursa neler yapmaz?
İmamoğlu, muhaliflerin özlemle bekledikleri Cumhurbaşkanı kriterlerine sahip değil. Ne kadar saklamaya çalışsa da 'Karadenizli muhafazakâr müteahhit' profili bir şekilde ortaya çıkıyor!
Karadenizli müteahhitler derken ayrımcılık yapmak gibi bir derdim yok. CHP'li seçmenlerin Karadenizli müteahhit profili çizen bir aday istemediklerini vurguluyorum!
Asıl tartışılması gereken de bu! CHP'de konuşulan adaylar ya MHP kökenli, milliyetçi ya da Karadenizli muhafazakâr müteahhit profilli çiziyor!
Atatürk'ün kurduğu partinin HDP'ye bakanlık verecek olması ve bir türlü seçmeninin içine sinecek başkan adayını çıkaramaması tam bir trajedi!
İkinci bir 'Ekmek için Ekmeleddin' hüsranı yaşanır mı dersiniz?

***


NİLPERİ DE KİRALIK DAİRE ARIYORSA...
Nilperi Şahinkaya, önceki gün sevgilisi Emre Yusufi ile Etiler'de görüntülendi. Birçok binayı dikkatlice inceleyen Nilperi'nin ev aradığı ortaya çıktı.
Ünlü oyuncunun uzun süredir oturduğu Bebek semtinden yükselen ev kiralarından dolayı taşınmak zorunda kaldığı ve bu nedenle rotasını Etiler'e çevirdiği öğrenildi.



Ev kirası artışı yüzde 25 ile sınırlandırılmadı mı?
Nilperi gibi popüler bir oyuncu bile kiralık ev sorunu yaşıyorsa vay halimize!
Nilperi belki sözleşmesinin süresi bittiği için evden çıkmak zorunda kalmış ya da satılık ev arıyor da olabilir!

***


ADALET YERİNİ BULDU
İstanbul-Pendik'te üç yıl önce yol verme tartışması yaşadığı yedi aylık hamile Ayfer Bahçıvan ve eşinin bulunduğu araca saldırmakla yargılanan baklavacı Hasan ve Hüseyin Sel kardeşler, ilk yargılamada 5 yıl ceza almıştı.
Sel kardeşlerin İstinaf Mahkemesi'nce kararın bozulmasının ardından yeniden yargılandığı davada karar açıklandı.



"Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması" ve "Hürriyeti tahdit" suçlarından Hüseyin Sel, toplamda 5 yıl hapse mahkûm edilirken, aracın kaputunu tekmeleyen Hasan Sel ise 4 yıl 2 ay hapse çarptırıldı.
Bu dava araç kameralarının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. O saldırı anı görüntüleri olmasaydı zavallı çift belki de kendilerini adalet önünde savunamayacaklardı.
Görüntülerin sosyal medyaya düşmesi ve baklavacı kardeşlerin büyük tepki çekmeleri de davanın açılmasına ve cezaların verilmesinde etkisi oldu.
Bu ceza magandalara örnek olur inşallah! Trafikte başkasının aracına tekme atmanın bile hapis cezası var!

***


KARİKATÜRİST BADANACI
Mizah dergilerinde uzun yıllar karikatüristlik yapan Serkan Yılmaz, baba mesleği badanacılığa başlamış.
Pandemi döneminde çalışamadığı için ekonomik sıkıntılar yaşayan ve borçlarını ödemek için, badanacılığa başlayan Yılmaz, yaklaşık bir aydır okurlarının evlerini boyarken bir yandan da onlarla sohbet ediyormuş.
Karikatürden artık yeterli para kazanılmadığını belirten Yılmaz, "Ya Twitter'dan takipçi kasıp sponsor bulacaktım ya da badanacılık yapacaktım" diyor. Ve acil para ihtiyacı için badanacılığı seçtiğini söylüyor.



DHA'ya konuşan Yılmaz'ın "Bu işi yaptığım için bedenen de çok iyi hissediyorum kendimi. Akşama kadar çok çalıştığım için vücudum mutluluk hormonu salgıladı" sözü dikkatimi çekti.
Gerçekten fiziksel işler, beyinsel işlerden daha çok mutluluk veriyor.
Bence Yılmaz 'sanatçı badanacı' konsepti geliştirmiş. Yaptığı işleri çok az badanacı yapar. Böyle sanat eseri gibi bir duvar için iç mimarlar özel ücret alıyor.
Bu haberi okuyunca Gırgır'ın 1.5 milyon sattığı 80'li yılları, Limon, Leman, Penguen ve Uykusuz dergilerinin altın çağını düşündüm. Ve karikatürün artık para kazandırmamasına üzüldüm.
Aslında günümüzde internet ve sosyal medya sayesinde karikatürler daha çok okunuyor lakin telif hakları sorunları yüzünden çizerler hak ettikleri ücretleri kazanamıyorlar.
Örneğin Umut Sarıkaya, milyonlarca kez tıklanan karikatürleriyle şu an köşeyi dönmüş olması lazımdı ama olmuyor işte!
Şimdi mizah dergilerinin asıl parayı kafe konseptinden kazanmaları da trajikomik bir durum.
Mütevazı kişiliği ve çalışkanlığıyla öne çıkan Yılmaz'ı bence gençler örnek almalı.

***


Altyazı
"-Demek istediğim şu; iki çift ayakkabım var. Biri kışlık, biri yazlık. Gereğinden fazlasına sahip olmamıza gerek yok. Bu fetih ihtiyacı, sahip olunması gerekmeyen şeylere sahip olmaya çalışmak...
-Kapitalizm bir sorun mu diyorsun?
-Hayır, hırs. Bunu hayat memat meselesi haline getirmek." (Fargo)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA