Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Köpek değil canavar!

ABD'nin Tennessee eyaletinde bir ailenin sekiz yıldır baktığı iki pitbull cinsi köpek, 5 aylık Hollace Dean ve 2 yaşındaki Lilly Jane'i öldürdü.
Anne Kirstie Jane Bennard ise çocuklarını kurtarmaya çalışırken ağır yaralandı.
Anne Bennard'ın bir arkadaşı Cheeck ve Mia adlı köpeklerin 8 yıldır herhangi bir saldırganlık belirtisi göstermediğini belirterek "Çocuklar, Bennard'ın her şeyiydi. Bir tehlike olsaydı, köpekleri asla çocuklarının yakınına getirmezdi" dedi.
Bence pitbull'a köpek demek, köpek dostlarımıza haksızlık! Bu silahtan farksız vahşi yaratıklar için "Yanlış yetiştirilme yöntemleri pitbull'ları saldırgan yapıyor" diye bir palavra söylem var!
Fotoğrafa iyi bakın, bu sevgi dolu aile iki pitbull'u saldırgan yetiştirmiş olabilir mi? Baba bu köpekleri dövüştürüyor olabilir mi? Aslında bu örneğe de gerek yok.



1835 yılında İngiltere'de boğa güreşleri yasaklanınca köpek dövüşleri popüler oldu. Bu dövüşlerde en acımasız köpeği yaratmak için melezleme çalışmaları yapıldı. Ve İngiliz bulldog'ların terrier cinsi ile melezlenmesi sonucu pitbull diye bir tür yaratıldı.
Bu tehlikeli ırk sürekli dövüşlerde kullanıldı. Yapay seçilim nedeniyle pitbull'ların çene gücü, ölümcül ısırma stili, acıya karşı toleransı, hırsı daha da arttı.



YASAĞI UYGULAYAN YOK!
Pitbull 'tut ve salla' ısırma stiline sahip ve maksimum hasarı vermek için kurbanını asla bırakmıyor.
Köpekler normalde sahiplerinin sesine kulak verip saldırıyı bırakabilirken pitbull'lar sahiplerine dahi saldırabiliyor. Çoğu zaman silahla etkisiz hale getirilebiliyorlar.
2005 yılında Colorado Yüksek Mahkemesi'nde yaptırılan bir araştırmada, başka hiçbir köpek ırkının, pitbull'un 'tut ve salla' ısırma stiline sahip olmadığı saptandı. Birçok faktörün etkisiyle bu cinsin üretilmesi yasaklandı.
Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de bu canavarların üretilmesi, satılması, sahiplenilmesi yasak. Ama ne yasalara uyan var ne de yasaları uygulayan!
Her gün bu canavarların saldırıları haber oluyor. Bir de haber olmayan vakalar var!
En kötüsü de bu canavarlar genelde sorumsuz sahipleri tarafından çocuk parklarında ağızlıksız, tasmasız dolaştırılıyorlar!

***

KİLOMETRE DÜŞÜRME CEZASI
B.T. isimli kişi, 2017 yılında aldığı 220 bin kilometredeki otomobilin zorunlu muayenesi sırasında, kilometresinin düşürüldüğünü öğrendi.
Daha önceki kilometrenin 262 bin civarında olduğunu öğrenen B.T., satıcıya dava açtı.
B.T. aracı aldıktan kısa bir süre sonra motorun arızalandığını, toplam kaybının 46 bin lira olduğunu, bu paranın 2017 yılından itibaren yasal faizi ile kendisine ödenmesini talep etti.



Mahkeme ise aracın kilometresinin yaklaşık 55 bin kilometre düşürüldüğünü, o tarihte yapılan hesaplamaya göre değer kaybının 8 bin lira olduğunu bu paranın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine hükmetti.
Dava masraflarının da davalı tarafından karşılanmasına karar verildi.
Bence kilometre düşürmek dolandırıcılıktır. Alıcı gerçek kilometresini bilmediği aracı bakıma sokmadığı için büyük bir kaza geçirseydi ne olacaktı?
Davanın beş yıl sürmesi de haksızlık! Beş yıl yaşanan stres ve üzüntünün karşılığı 8 bin lira+ yasal faizi mi olmalıydı?
Caydırıcı değil, teşvik edici bir ceza bu! Kilometre düşürmenin cezası hapis olmalı.

***

BÜYÜK KAYIP
Clayton'dan Thanos'a, Morpheus'tan Optimus Prime'a yüzlerce karaktere sesiyle hayat veren Ayhan Kahya ne yazık ki, kalp krizi sonucu 64 yaşında aramızdan ayrıldı.
Ayhan Kahya denince akla ilk "Ben Optimus Prime", "Ben kaçınılmazım" replikleri gelir.



'Transformers' filmleri 38 dile çevriliyormuş. Optimus Prime karakterinin sesine sadece Türkiye'de kalınlaştırılmasına gerek duyulmazmış.
Çünkü Kahya düzeltme yapılmasına gerek duyulmayacak derecede başarılı seslendirirmiş.
Kahya'nın kendine has bir ses tonu vardı. Belki de bu farkı yaratan Kahya'nın Devlet Opera ve Balesi'nde koro sanatçısı olarak kariyerine başlamasıydı. Opera kökenli kudretli bir sese sahipti.
Sezai Aydın, Sungun Babacan'dan sonra Ayhan Kahya'yı da bir yıl içinde kaybetmek Türk seslendirme sanatı için büyük bir kayıp.

***

SCHENGEN ÜCRETİ GERİ ÖDENECEK Mİ?
Son dönemlerde çileye dönüşen Schengen vizesiyle ilgili sıkıntılar hükümetimiz tarafından Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu'nda gündeme getirildi.
Avrupa Birliği, birçok ülke için Schengen vizesinde ret oranlarında artış olduğu söyleniyor ama Türkiye'ye dönük ret oranı yüzde 17'ye çıktı!



Genelde Schengen vize harç bedeli 80 Euro, başvuru merkezi ücreti ise 60 Euro.
Bu durum ciddi bir ranta dönüştü.
Türkiye, AB üyesi ülkelere vizenin kolaylaştırılmasını istiyor. Ret durumunda kısmi para iadesi de talep edildi. Ayrıca başvurularda evrak eksikliği varsa bunun için de ek süre tanınması istendi.
Umarım bu uyarılar dikkate alınır.

***

UÇAKLARDA DİSKET KULLANILIYOR!
Bir zamanların en popüler veri taşıyıcısı disketler artık üretilmiyor diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Floppydisk.com'un kurucusu Tom Persky yılda binlerce disket sattığını açıkladı. Üstelik bu disketler koleksiyonerler tarafından alınmıyormuş. Persky'nin devamlı müşterileri arasında ticari uçak şirketleri bile varmış.



Donanımhaber'in haberine göre 1980'lerde mühendisler onlarca yıl dayanacak yeni uçaklar, trenler, iş makineleri ve diğer cihazlar tasarlarken, o zamanın en iyi ve en modern ekipmanlarından olan disketleri de kullandılar.
Teknoloji çok gelişmiş olmasına rağmen örneğin uçak gibi pahalı araçlarda hala disketler kullanılıyor. Çünkü yeni teknolojiye geçmek neredeyse tüm altyapıyı değiştir anlamına geliyormuş.
Bu yüzden hala bazı uçaklarda disketler kullanılıyormuş.

***

Altyazı
"Acı insanı uyuşturur. Sevgi, daha şiddetli bir motivasyondur." Sherlock Holmes

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA